Ahmet Bilgi'nin haberi:
RİSALEHABER-Türkiye birinci önceliği terörle mücadele ederken başka konular da tartışılmaya devam ediyor. Prof. Dr. Bedri Gencer ile Abdurrahman Dilipak'ın "Nurculuk ve Nakşibendilik" karşılaştırmaları ve birbirine karşıymış gibi gösterme gayretlerine tepkiler sürüyor.
Gazeteci ve yazarlar sosyal medya hesaplarından her iki ismin yanlışlarına dikkat çekerek, Nurculuk ve Nakşibendiğilin bir çok ortak noktası olduğuna vurgu yaptılar.
NEREDEN ÇIKTI O 'NUR TALEBELERİ' VE 'NAKŞÎ' ATIFLARI?
Metin Karabaşoğlu:
Üstadım Bediüzzaman'dan 'musavvibe mesleği' dersini aldım. 'Bir hakikatin çok renkleri' olduğu için, o renklerin hepsine de saygılı olmayı yani. Ve hayat tecrübem o ki: Ümmetten kabul gören değerlere ilişen veya biriyle ötekine 'vurmaya' kalkışan herkes, bir gün muhakkak yalpalıyor!
Adının veya soyadının ne olduğunun; neye yakın, kimlere uzak olduğunun önemi yok: Değerlerimize saygılı olmayanın imtihanı pek çetin oluyor.
Dün Bedri Gencer, bugün Abdurrahman Dilipak: Nereden çıktı o 'nur talebeleri' ve 'nakşî' atıfları... Kimin fitnesine ateş taşıyorsunuz? Vaktiyle kimlerin önce Kaddafi'de, kimlerin sonra Humeynî'de mesih soluğu aradığını biliyoruz. Herkes istiğfarını düzgün yapsın...
İSLAMIN SAADETİNİ SİYASET ÜZERİNDEN OKUYAN YEİSE DÜŞÜYOR
Ahmet Ay:
Mehdi'nin gelişi, Hz. İsa'nın nüzulü, ahirzaman hadisleri vs. gibi meseleler aslında birer turnusol kağıdıdırlar. Kişinin itikadının modern düşünceden ne kadar etkilenmiş olduğunu gösterirler. Bu meselelerde bırakın ehl-i sünnet'i, mutezile ve şiilik bile inkâra kalkışmamıştır. Çünkü naklî delilleri çok sağlamdır. Bunları inkâra gidenin naklî delillere güveni sarsılmış demektir. Artık Allah ona intibah versin. Yoksa sonu kötü olur.
Dinin büyük bir kısmı naklî bilgiden oluşur. Bugün bunları inkârla başlayan yarın nereye kadar gider kimbilir. Abdurrahman Dilipak olayı bu yönüyle de şaşırtıcı. Çünkü şimdiye kadar, inkâr ediyorsa da, bunu saklıyormuş besbelli.
Bediüzzaman diyor ki: "Müminde hırs sebeb-i hasarettir." Abdurrahman Dilipak gibilerin 'beklemelerini söyleyen' her İslamî öğretiyle sorunları var. İslam'ın saadetini iki cihan tefekkürü ile değil, siyasi başarı üzerinden okudukları için yeise düşüyorlar, o da onları küsmeye götürüyor.
Mümin olmanın durduğun yerden emin olmak anlamına geldiğini unutuyorlar. Durdukları yer hakkında şüpheler duymaya başlıyorlar. Bence Dilipak'ın ehl-i sünnet itikadına aşağılama içeren yazısının arkasındaki kafa 'Başörtüsü füruattır!' diyen kafadan farklı değil. İkisinin de beslendiği şey; dünyevî/siyasî başarının, akaide dair bazı şeylerden daha önemli olduğu, söylem düzeyi farklı yalnız.
BEDİÜZZAMAN OKUMASINI METİNLERİ ÜZERİNDEN YAPMA KAPASİTESİNDEN YOKSUN
Doç. Dr. Ahmet Yıldız
Müslümanlar arasındaki farklılıkların anlaşmazlığa dönüşmesini önlemenin yolu onları birleştiren ortak noktaları öne çıkarmaktır. “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” önermesi reel karşılığı olan bir önerme. Ama tüm tasavvuf pratiğini bununla eşitlemek adil midir?
Tevhid elçileri Hz. İsa’yı (as) ve Hz. Ali’yi (ra) ilah ya da merkez edinenlerden dolayı onları suçlayabilir miyiz? Bediüzzaman’ı, ona "mehdilik" vb. makamlar üzerinden bağlanan bir kısım takipçilerinin anlayış biçimi üzerinden “kapatmak” adil midir?
"Konuşan yalnız hakikattir." “Baki davalar fani şahıslar üzerine bina edilmez.” "Kardeş kardeşe.. mürşid vaziyetini takınamaz" diyen ve ümmete “müsbet hareket” gibi muhteşem bir miras bırakan Bediüzzaman’ı gnostik etiketi üzerinden okumak, sekterlikle malul bir zihnin ürünü.
İslamcı veya değil, Bediüzzaman okumasını onun metinleri üzerinden yapma cehdi ve kapasitesinden yoksun olanların vazettiği hükümler hükümsüzdür.
NURCULUK, HİÇBİR HAREKET VEYA TARİKATIN ANTİ TEZİ DEĞİL
Hüseyin Yılmaz:
Nurculuk, hiçbir hareket veya tarikatın anti tezi değil. Asrı âhirde küfre karşı başlatılmış büyük imân hareketidir. Kimse çalılığa taş atmasın. Tasavvuf, hususiyle Nakşilik İslâm dairesi içinde mühim bir şubedir, hizmetlerine dua ederiz. Nurculuğa hasım hale gelmesi için de sebep yok.
Dilipak soruyor: "Müceddid Nurculardan mı gelecek Nakşilerden mi?" diye. Sana ne be adam! Nasılsa zürriyetinden gelmiyor, yorulma... Dilipak, Müceddidlik üzerinden Nurcularla Nakşileri bir birine düşürebileceğini sanıyorsa yanılıyor. Böyle bir meselemiz yok... Allah, bir müceddid gönderecekse dilediği yerden gönderir, sevgili Dilipak! Niye çok merakaver bir meseleymiş gibi derd ediniyorsun?
Mustafa Ulusoy:
Said Nursi, Şahı Nakşibendi'nin Evrad-ı Kudsiyesi'ni dilinden düşürmemiş. Şahsen bu duaya çok şey borçluyum.