Bu hac mevsiminde Medine-i Münevvereye birkaç defa gidip geldik. Doya doya Medine'nin nurani havasını tenefüs fırsatı bulduk. Medinenin Mekkeden farkı kırk vakit namazı Peygamber camisinde kılma arzusudur. Sekiz gün ve kırk vakit bilhassa Türk hacıları için sembol olmuş. Tabi burada kılınan her namazın sevabı Mescid-i Haram hariç diğer mescitlerde kılınanın bin katıdır. Sabah namazıyla başlayan maraton yatsı namazı kılınana kadar devam eder.
Bayramın üzerinden bir aya yakın sürenin geçmesine rağmen 600 bin kişilik mescit tıklım tıklım doluyor. Her devlet ve miletten insanlar var. Türkler, Endonezyalılar, Hindistanlılar ve Pakistanlılar çoğunluk olarak göze çarpıyor. Sabahın soğuğu hacıların bedenini okşarken, Resulullah (a.s.m) ın sevgisi kalp ve gönüllerini coşturuyor. Bu heyecanla dışardaki sergiler de doluyor.
Her namazdan sonra gün boyunca Bab-ı Selamdan girip Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömerin bulunduğu alana kadar uzun kuyruklar oluşuyor. Hacılar hürmetle, huşu içinde selam veriyorlar. Gönderilen selamları tevdi ediyorlar. Şefaat dileyip, salat ve selam getiriyorlar. İki büklüm olmuş insanlar, göz yaşı akıtıp ağlayanlar ve hiç ayrılmak istemeyen sadık müminler ancak görevlilerin zoruyla Cibril kapısından çıkıyorlar. Hz. Peygamberin mezarını ziyaret şefaat hakı kazanmaya sebep oluyor. Aynı zamanda mübarek kabri ziyarat etmek Peygamberi sağ iken ziyaret etmek gibi sayılmaktadır. Hac ile ilgisi olmamasına rağmen, hemen bütün hacılar bu nurlu şehre uğruyor ve Peygamberlerini ziyaret ediyorlarlar.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Ravzada namaz kılmak için de yoğun kalabalık oluşuyor. Hz. Peygamberin makberi ve minberi arasında bulunan yer cennet bahçesi olarak biliniyor. Orada kılınan namazın fazileti ile ilgili rivayet bu yoğunluğa sebep oluyor.
Vahyin indiği, ilahi emirlerin tebliğ edildiği iki şehirden biri olan Medinenin her tarafında o hakikatları hissetmek, Hz. Peygamberin ayak izlerini aramak, sahabinin fedakarlığını hayalen yaşamak mümkündür.Asr-ı Saadete hayalen gitmenin en uykun mekanı mukaddes mekanlar olan Mekke ve Medine olsa gerek.
Medine için Peygamberimiz dua etmiş. O dua bereket, bolluk, sukunet, huzur ve saadet getirmiş. İnsanlarında yumaşıklık, hoşgürü ve musamahalı olmalarına adeta sebep olmuş. Hacılarda ve halkta Hz. Resulullaha hürmet için yüksek sesle konuşmamak, bağırmamak, kavga ve kötü laf konuşmamak hakimdir.
Şehirde yerleşim, düzen ve temizlik gözle görülür şekilde iyidir. Çok kalabalık bir ortam olan Mekkeden gelenlere farklı ve daha güzel bir yer olarak kendisini gösteriyor. Oteller kalabalık olmasına rağmen temizliğine dikkat ediliyor. Yemekler düzenli ve beğenilir olarak günde iki defa veriliyor. Medine mihmandarımız Abdulhamit Doğan gün boyunca ayakta, hizmetlere müzahir oluyor. Eksikler tamamlaniyor, varsa hastalar hastahaneye gönderiliyor.
Bir hafta daha inşaallah Medine-i Münevvere'deyiz. Dua ve muhabbetlerimiz sizleredir.