Muhabir elindeki mikrofonu önüne gelene uzatıyor. Herkese Türkçe dersinde, orta okuldan başlayıp üniversite giriş sınavına kadar tekrar edilerek verilen bir konudan çok basit düzeyde bir soru soruyor. “Ali ata bak” cümlesini ögelerine ayır mısınız? İnanın en az 15-20 kişiye sorulan soruyu doğru cevaplayanların sayısı bir ikiyi geçmedi. O da yarım yamalak. Hayretle izledim. Hangi ders olursa olsun fark etmez. En temel düzeyde bir soruyu, herkesin bileceği tahmin edilen bir soruyu hiç kimsenin bilememesi oturulup düşünülesi bir durum değil midir? Bir işe yaramayacaksa, hayatlarında bir kez bile kullanmayacaklarsa o kadar bilgiyi çocuklarımıza neden yüklüyoruz? Amaç bilgi yüklemekse internet bunu çok güzel yapıyor. Hem de en kısa yoldan ve zahmetsiz. Neden çocuklarımızı bunca yıl oyalayıp duruyoruz? Bilgileri ile üniversiteye sokmaksa amaç o da tartışılacak bir konu. Üniversitelerin ve de mezunlarının durumu da ortada.
Çocuklarımıza ilk önce bilgiyi nasıl kullanacaklarını öğretmeliyiz. Ve de hayatıyla örtüşecek, pratiğe dökebilecek bilgileri sunmalıyız. Eğer bilgiler hayatında karşılık bulmazsa unutulmaya yüz tutar. Unutulacak, kullanılmayacak daha doğrusu işimize yaramayacak bilginin de hamallığını yapmak kadar abes bir şey yoktur herhalde.
Okullarımızda ders yükü ağır. Öğretilen bilgiler de kim ne derse desin ezberlemeye yönelik bilgiler. Sınav başarısına endeksli. Maalesef velilerimiz de sınav başarısını hayat başarısı ile eş değer görüyorlar. Tüm sınavları başarı ile geçen çocuklarını alkışlıyorlar. Çocukları iş hayatına atılan aileler seviniyorlar haliyle. Ama bazı şeyleri sorgulamayı göz ardı ediyorlar. Çocukları kendilerinden uzaklaşınca veya istedikleri gibi olmayınca biz nerede hata yaptık demekten de kendilerini alamıyorlar.
Sadece bilgi vermek olmamalı asıl amaç. Tâlimin yanında her zaman terbiye de yer almalı. Çocuğunu terbiyesinden ise herkes sorumlu. Öğretmene, müfredata sadece tâlim yani öğretme işini yüklerseniz terbiyeyi göz ardı ederseniz ortaya hiç de istemediğimiz durumlar çıkar. Çocuk bilgilendirilirken aynı zamanda terbiye de edilmeli. Ancak o zaman öğrendiklerini toplumda insanların/insanlığın yararına kullanır. Hem bu dünyası hem de öbür dünyası kurtulur.
Sonuç olarak çocuklarımıza bu dünyada bile lazım olmayacak bilgileri dayatmaktan vazgeçmeliyiz. Bir de bilginin yanında bir o kadar da önemli olan terbiyeyi de unutmamalıyız.