Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mearic Sûresi 22-31. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
22-Ancak namaz kılanlar müstesnâ.
23-O kimseler ki, onlar, namazlarında devamlıdırlar. (*)
24, 25-Ve onlar ki mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak (olan zekât) vardır (o hakkı onlara verirler).
26-Ve onlar ki, dîn (hesab) gününü tasdîk ederler.
27-O kimseler ki, onlar, Rablerinin azâbından korkanlardır.
28-Çünki Rablerinin azâbı, (kendisinden) emîn olunmayan (bir azab)dır.
29-O kimseler ki, onlar, ırzlarını koruyanlardır.
30-Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri) müstesnâ; çünki şübhesiz ki onlar, (bundan dolayı) kınanacak kimseler değildirler.
31-O hâlde kim bundan ötesini ararsa, işte onlar haddi aşanların ta kendileridir.
(*)“Ey bedbaht nefsim! Acabâ ömrün ebedî midir! Hiç kat‘î senedin var mı ki, gelecek seneye belki yarına kadar kalacaksın? Sana (namazdan) usanç veren, tevehhüm-i ebediyettir (ebedî yaşayacağın zannıdır). Keyif için, ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasa idin ki ömrün azdır, hem fâidesiz gidiyor. Elbette onun yirmi dörtten birisini, hakīkī bir hayât-ı ebediyenin saâdetine medâr (vesîle) olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete (namaza) sarf etmek; usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak (arzu) ve hoş bir zevki tahrîke (harekete geçirmeye) sebeb olur.” (Sözler, 21. Söz, 91)