Çok önemli zamanlardan geçiyoruz; Zilhiccenin ilk on günü paha biçilmez ömür dilimler. Bir hadis-i şerifte geceleri kadir gecesi kıymetinde olduğu bildiriliyor.
Ramazan ayların sultanı olsa da Şevval, Zilkade, Zilhicce de hac ayları. Her Cuma ayrı bir kıymetli, her gecenin içinde saklı dem ayrı bir kıymetli; Rahmet adeta sağanak olmuş akıyor…
Şemsiyesi ters olana yağmur ne yapar? Gaflet şemsiyenin ters durması değil mi?
S-400 bizi korur mu? İlgili haberler, ilgili yorumlar! Enflasyon, döviz, faiz denklemi nasıl çözülür? Neye yatırım yapsak ne kazanırız? Bire milyon kazandıran var mı?
Akıl neye çalışıyor, kalp neye işliyor, duygular nereye akıyor, vicdan neyi tartıyor? İdlib’deki masumların durumu, Uygur Türklerinin hali, Myanmar, Gazze…!
Şefkat ve de şefkat…
Hac ve kurban… Arafat ve kurban Celal tecellisi.
Camiye giderken, çarşıda yürürken “s’ayı” düşünmek. Hakikat bir düşüncenin etrafında tavaf etmek, yorulduğunda suyu, çayı zemzem niyetiyle içmek…
Yalnız kaldığında dilinde zikir, kalbinde fikirle yürümek kalabalıklar içinde.
Münakaşa değil hikmet, murakabe ve müzakeresinde olmak…
Gaflet düşmanına S-400’den daha kuvvetli füze atışlar.
Kesret dalgalarda vahdet tecelliyi seyretmek, hadiseleri, günü bu müşahedeyle yaşamak; bunu ibadetlerle süslemek, infakla renklendirmek, hacla taçlandırmak…
Evet, Zilhicce önemli, Cuma önemli, seher önemli, işrak önemli, duha önemli, bu anları diğer anlara taşıma gayretinde olmak önemli…
İlla Tevfikat-ı ilahi olursa olur bütün bunlar.
Kapı açılmadan içeri girilmez.
Bütün anlar buna kurban edilse yine azdır; lakin umudumuz Rahmet’te, Rahim’de.
O umutla camiye gidiyor, çarşılarda bulunuyor, toplum içinde yaşıyor, dünya içinde dolaşıyor, uzayın boşluğunda seyahat ediyoruz vesselam.