Bismillahirrahmanirrahim
MU'CİZÂT-I AHMEDİYE (asm)
...
ALTINCI REŞHA
İşte, o zât, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı ve saltanat-ı Rububiyetin mehâsininin dellâlı, seyircisi ve künûz-u esmâ-i İlâhiyenin keşşâfı, göstericisi olduğundan, böyle baksan—yani ubûdiyeti cihetiyle—onu bir misal-i muhabbet, bir timsal-i rahmet, bir şeref-i insaniyet, en nuranî bir semere-i şecere-i hilkat göreceksin.
Şöyle baksan -yani risaleti cihetiyle- bir burhan-ı hak, bir sirac-ı hakikat, bir şems-i hidayet, bir vesile-i saadet görürsün.
İşte, bak: Nasıl berk-i hâtıf gibi, onun nuru şarktan garbı tuttu. Ve nısf-ı arz ve hums-u beşer, onun hediye-i hidayetini kabul edip hırz-ı can etti.
Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki, böyle bir zâtın bütün dâvâlarının esası olan لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ 1 'ı, bütün meratibiyle beraber kabul etmesin?
Dipnot-1: "Allah'tan başka ilâh yoktur." Saffât Sûresi, 37:35; Muhammed Sûresi, 47:19.
Bediüzzaman Said Nursi
Mektubat