Dünya ekonomisi, Kovid-19 salgını nedeniyle tarihte benzeri görülmemiş bir krizin eşiğine gelirken, sürecin her alanda olduğu gibi inşaat sektörü açısından da önemli sonuçlar doğurması bekleniyor.
AA muhabirine, Kovid-19 salgınının inşaat sektörünün bugünkü ve gelecek dönemdeki seyrini nasıl etkilediğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İsmail Önder Ünal, inşaatın 200'den fazla alt sektörle bağlantısının bulunması dolayısıyla ekonomide önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son altı çeyrekte daralan inşaat sektörünün gayrisafi yurt içi hasıladan aldığı payın yüzde 5,4'e kadar gerilediğine işaret eden Ünal, "Kovid-19 tüm sektörleri olduğu gibi inşaat sektörünü de etkiledi. Salgının getirdiği endişe, karantina uygulamaları gibi sebeplerden dolayı inşaat sektöründe hızlı bir yavaşlama olacağı öngörülse de 2020 ilk çeyrek rakamları bu yavaşlamanın boyutunu henüz tam olarak ortaya koyamıyor. Salgının sektördeki etkileri nisan rakamlarının yayımlanmasıyla daha net anlaşılmaya başlayacak." diye konuştu.
Ünal, inşaat sektörünün Türkiye özelindeki dinamiklerinin salgın kaynaklı negatif etkileri hafifletebileceğini aktararak, şunları kaydetti:
"Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre Mart 2020'deki aylık konut satışları geçen yılın mart ayı satışlarına göre yüzde 3,4 artarak 108 bin 670 adet olarak gerçekleşti. Türkiye'de göç, genç nüfus, kentsel dönüşüm gibi faktörler özellikle konut sektöründe talebi her zaman destekler nitelikte. Buna içinde bulunduğumuz ortamdaki düşük faiz oranları, alternatif yatırım alanlarının riskleri ve kredili satışlarda peşinat tutarının indirilmesi de eklenince ekonomideki normalleşmeyle birlikte olumlu bir havanın beklenebileceğini söyleyebiliriz."
"İthal malzemelerin teminindeki gecikmeler kritik sonuçlar doğuruyor"
Ünal, konut dışında ticari gayrimenkulde salgın döneminde oluşan alışkanlıkların etkilerini gözlemlemek için biraz daha vakit gerektiğini vurguladı.
Uzaktan çalışmanın mümkün olduğunu gören, bunu verimlilik ve maliyet gibi açılardan avantaja çevirebileceğini düşünen şirketlerin ticari ofise olan taleplerinin ciddi oranda azalabileceğine işaret eden Ünal, "E-ticaretteki büyümenin Kovid-19 salgını nedeniyle hızlanması da dükkan türündeki gayrimenkullere olan talepleri etkileyebilir. Bu ortamda ticari gayrimenkul sahiplerinin ve geliştiricilerinin, sağlık ve güvenlikle ilgili endişeleri ortadan kaldıracak yeni çözümler üretmeleri ticari gayrimenkuldeki seyri önemli oranda etkileyecek." dedi.
Ünal, limitli teknoloji entegrasyonu, bir arada ve dar bir alanda çalışma gereksinimi, devam eden ve yeni başlayacak inşaat projelerinin Kovid-19 salgınından etkilenmemesini olanaksız kıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Yaşanan olağanüstü koşullar nedeniyle tedarikte, üretimde ve çalışma koşullarında yaşanan problemler, proje sürelerinin uzamasına ve dolaylı maliyetlerin artmasına mutlak suretle neden olacak. Bu durum sebebiyle, ihtilafların artması ve mevcut sözleşmelerde bozulan risk-kazanç dengesinin, taraflarca adil şekilde yeniden paylaşılmasına yönelik uyarlama taleplerinin doğması oldukça olası. Kovid-19 salgınından çıkarılacak derslerden biri de tedarik zinciri yönetimi olacak. Özellikle ithal malzemelerin teminindeki gecikmeler şirketler için kritik sonuçlar doğuruyor. Alternatif tedarikçilerle, alternatif mal ve hizmetlerin temininin planlaması oldukça önem kazanan konulardan biri haline geldi."
"Büyük altyapı projelerinin önceliklendirilmesinde değişiklik beklenebilir"
KPMG Türkiye Gayrimenkul ve Altyapı Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, büyük altyapı projelerinin önceliklndirilmesinde de koronavirüs süreci sonrası değişiklikler beklenebileceğine değindi.
Salgının dünya ekonomisine getirdiği yük sonrası uluslararası finansman imkanlarının daha da zorlu olacağına vurgu yapan Ünal, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu nedenle Kovid-19 salgını sonrası dönemde sağlık yatırımları, uzaktan çalışmayı destekleyecek altyapı projeleri, sağlık ve hijyen hassasiyeti sonucu oluşan beklentileri karşılayacak nitelikteki projeler önceliklendirilebilir. Bu süreçte, örneğin toplu ulaşımda yoğunluğu azaltmayı sağlayacak yeni projeler ile artan bireysel ulaşımı destekleyecek projeler arasında tercih yapmak da gerekebilir. Kovid-19 salgını hiç olası görmediğimiz bir riskin dahi birden hayatımızı altüst edebileceğini gösterdi. Buradan alınacak çok ders var elbette. Şirketler dünyası açısından bu süreç, yeterince önceliklendirilmiş ve iyi kurgulanmış kurumsal risk yönetiminin önemini de ortaya koydu."
AA