Genellikle öfkelendiğimiz zaman birkaç yol deneyebiliyoruz. Gerek o zamanki psikolojik durumumuz, gerekse, fizyolojimizin bize vermiş olduğu etkiyle, saldırganca davranışlarda bulunabiliyoruz. Şayet karşımızdaki kişi amirimiz veya aile büyüğümüz konumundaysa, öfkemizi içimize atarak, sessiz kalma yoluna gidebiliyoruz. Hâlbuki kullanılan her iki yol da, öfkemizi kontrol edebilmek adına sağlıklı bir yöntem değildir. Çünkü öfkelendiğimiz zamanlarda, bağırıp, çağırmak veya şiddete başvurmak, yaşanılan problemi çözmeyeceği gibi, kişiler arası ilişkilerin kötüye gitmesine ve öfkenin daha çok artmasına neden olacaktır.
Yine aynı şekilde, öfkeyi içine atmak veya bastırmaya çalışmak insan psikolojisi ve fizyolojisi için son derece zararlıdır. Öfke kontrolünü kaybeden insan vücudunun, tabiri caizse, kimyası bozulacağından, kalp, tansiyon ve depresyon gibi, çeşitli fiziksel ve ruhsal hastalıklara davetiye çıkaran, en büyük etken haline gelir. Bu nedenle; öfkemize hemen yenilmeyerek, bu duyguyu kontrol edip, kendimizi doğru ifade etmek suretiyle dengeyi yakalamaya çalışmak gerekir.
Beden diline dikkat!
Beden alfabesi dediğimiz, sessiz kodlar (mimikler, jestler) karşı tarafa vermek istediğimiz mesajla örtüşmeli. Söz ve ses öğeleri ile tutarlı olmalıdır. Önlem ve söylem uyumu önemlidir. Hal dili ile söz dili uyum içinde olmalıdır. Bediüzzaman Hazretleri “lisan-ı hal lisan-ı kalden üstündür” (hal dili söz dilinden üstündür) demesiyle bu olguya önemle parmak basıyor.
Eşimiz için, söylemek istediğimiz olumsuz bir uyarıyı “sandviç tekniği” çerçevesinde (olumlu- olumsuz- olumlu) tarzında sunabilirsek, karşı tarafa, aynı zamanda takdir hislerimizi de ifade edeceğimizden, ona yara vermeden, tedavi yöntemini uygulamış oluruz.
İletişimde beden dilinin önemi!
Hareket ve yüz ifadelerimizin, kullandığımız kelimelerden sekiz kat daha güçlü olduğunu biliyor muydunuz? İstediklerimizi karşı tarafa anlatmada;
Yüzde 7 söz,
Yüzde 35 ses tonu,
Yüzde 58 beden dili etkili olmaktadır.
Çağımızda, toplumumuz öfke ile öyle dolu bir hale geldi ki. “Öfke baldan tatlıdır” atasözünün ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı.