Değerli okuyucularım, pek çok anne-baba çocuğunun ders başarısı konusunda öncelikle çocuğunu suçlar; “Sen bence yeterince ders çalışmıyorsun, çalışsan başarırsın. Ben bir zamanlar ne kadar hırslı idim sen hiç bana çekmemişsin” gibi sözler söylerler. Ancak hiçbir zaman ben de dahil kendilerinde bir hata aramazlar.
Bir çocuğun zeka seviyesi normal ise, herhangi bir özrü yoksa, fiziki sağlığı da iyiyse ve öğrencide dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü gibi sorunlar yoksa, o öğrenciden başarılı olması beklenir. Ama bazen tüm bu şartlar olsa bile çocuk başarılı olmayabilir. İşte biz uzmanlar öncelikle bize ders başarısızlığı sorunu ile gelen çocuklara zeka ve dikkati ölçen bazı testler uyguluyoruz. Bu testler normal çıkarsa, o zaman çocuğun ders çalışmasına engel olan, onu başarısız kılan psikolojik faktörleri saptamak için çocuklara psikolojik testler uyguluyoruz. Bu psikolojik testlerin sonucuna göre aileyi yönlendiriyoruz. Ailede çocuğuna karşı hatalı davranışlar varsa bunların farkına varıp, çocuğuna daha farklı davranıyor. Böylece sorun halledilmiş oluyor.
Araştırmaların sonucunda şöyle bir sonuç çıkmıştır: Düzenli, huzurlu bir aile hayatı çocuğun okul başarısını etkiliyor.
Bir araştırmada öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda,
Babalarının kendilerine zaman ayırmadığı, anne -baba ilişkilerinin iyi olmadığı, ailede huzur bulamadıkları, ailede uygun ders çalışma ortamı olmadığı, hal ve hareketlerinden dolayı sürekli eleştirildikleri yönünde bilgiler edinilmiştir.
Evde anne-babası vaktinin çoğunu televizyon veya internet karşısında geçiriyorsa, çocuk da aynı davranışları benimser. O da anne veya babası gibi dizikolik olur. Ailede kitap okumaya, araştırmaya, kendini geliştirmeye önem veriliyorsa çocuk da bu konulara önem verir.
Çocuklar genelde anne babanın okul ve eğitim konusundaki duygu ve düşüncelerini kendilerine mal ederek, okula karşı buna uygun bir tutum geliştirirler. Öyle ki;
Eğitime önem veren, öğretmenin çabasına saygı duyan anne baba çocuğunu başarıya yönlendirirken, eğitim olmadan da hayatta başarılı olacağı konusunda övünenler, çocuklarının eğitime olan ilgisini azaltıp, okuldan ve eğitimden soğumalarına neden olur ve onu başarısızlığa iterler.
Eğitimin önemli olduğuna inanmasına rağmen, okuma ve öğrenmeye ilgi göstermeyen anne baba da okula karşı ilgiyi engeller.
Evde eğitimsel uyaranların yetersizliği ve ailesinin okuldaki tutumuna karşı olan ilgisizliği çocuğu olumsuz yönde etkiler.
Değerli okuyucularım, çocuğu ailede en fazla mutlu eden sevgi, anne-babanın birbirini sevmesidir. Eğer ailede anne-baba kavgası varsa çocuktan sağlıklı bir gelişme ve başarı beklemek hayaldir. Sema Maraşlı ne kadar güzel söylemiş: “Mutsuz bir kadın, mutlu çocuklar yetiştiremez. Çocuğunun iyi yetişmesini isteyen adam, önce çocuklarının annesini sevsin, onu mutlu etsin ki, çocukları da mutlu olsun.”
Bu konuyla ilgili bir vakamı sizle kısacık paylaşmak isterim;
Deniz orta birinci sınıfta okuyan, bir erkek kardeşi olan ve okul başarısızlığı, dikkat dağınıklığı şikayetleriyle bize başvuran bir çocuktu. Deniz’e gerekli zeka ve dikkat testlerini yaptım, sonuçlar beklediğim gibiydi. Deniz’in derslerinde başarısız olmasına neden olacak dikkat veya zeka sorunu yoktu. Bir sonraki seansta Deniz’e psikolojik testler uyguladım. Çıkan sonuçlar ilginçti. Deniz, içinde yaşadığı aile ortamından hiç memnun değildi. Annesi zaten depresyon hastasıydı ve tedavi görüyordu. Babası da kendini işine vermiş, çok yoğun çalışan bir beydi. Deniz bütün bunları kendine sorun yapıyordu. Annesinin depresyona girmesinin nedeni olarak babasını suçlu görüyordu. Deniz’in anneannesi de devamlı damadını kötülüyordu. Deniz’in annesi ve babasına bu sonuçları anlattığımda anne gözyaşlarına hakim olamadı. Eşiyle olan sorunlarını anlatmaya başladı. Ne için bana gelmişlerdi, ne olmuştu? Çocuğunun ders başarısızlığı için gelmişlerdi ancak ortaya bambaşka bir tablo çıkmıştı.
Deniz ve ailesiyle ayrı ayrı psikoterapi seansları yapıldı. Baba eşini ve çocuklarını ihmal ettiğinin farkına vardı ve davranışlarını düzeltmeye çalıştı. Eşler arası paylaşım ve diyalog arttı. Deniz’in babası Salih bey, eşine ve çocuklarına karşı empati yapmayı öğrendi. Deniz ile verimli ders çalışma yolları konuşuldu ve Deniz’e uygun ders çalışma programı yapıldı. Deniz derslerine daha da sıkı sarılmaya başladı.
Okul başarısı için mutlaka yapılması gereken en önemli şey onları sevdiğimizi söz ve davranışlarımızla hissettirmeliyiz. Çocuklarımız arasında ayrım yapmamalı ve onları başkalarıyla kıyaslamamalıyız. Onlara bizimle olan iletişim kapılarını açarak dost olmaya çalışmalıyız. Güvenlerini kazandığımız takdirde onları daha iyi tanıyabiliriz. Biz eskiden... diye başlayan cümleleri sık kullanmamalıyız, kullansak bile onlara öğüt verir gibi değil, yaşadığınız anılarınızdan bahsediyor gibi konuşmalıyız. Eğer çocuğumuzu eleştireceksek onun olumlu yönünü gözeterek yapmalıyız. Kişisel becerilerini geliştirebilmeleri yönünde onlara destek olmalıyız. Arkadaşlarının ve başkalarının yanında onları küçük düşürücü sözler söylememeliyiz. Derslerinde başarısız da olsa onu her zaman seveceğimizi belirtmeliyiz.
Çocuklarımızın derslerinde başarılı olması duasıyla Allah’a emanet olunuz.
(*) Psikolojik Danışman-Psikoterapist
Yeni Akit