Yasin Kılıç'ın haberi:
Pilot olarak 10 ilde uygulanan ve bu yıldan itibaren 81 ilde yaygınlaştırılacak proje kapsamında, uzman bir ekip, İngiltere, İtalya, İrlanda, İspanya ve Portekiz'e ziyarette bulundu. Okullaşma oranlarının yüzde 92,4’e ulaştığı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, kurumsal modelin destekleyici modelleri olarak toplum temelli modellerdeki başarılı uygulamaları yerinde görüldü. Ziyaretler sonucunda kapsamlı bir rapor hazırlandı. Raporda, ziyaret edilen ülkelerde merkezi bir program bulunduğu ancak uygulamada esnekliğin esas olduğu Türkiye’de de böyle olması gerektiği vurgulandı. Tam, yarı zamanlı ve hafta sonlarını da kapsayan eğitim modelleri üretilmesi gerektiği hatırlatılan raporda, "Yoksulluk, engellilik, mevsimlik işçilik yapan ailelerin durumları göz önünde bulundurulmalı." denildi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi çerçevesinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerine çalışma ziyaretleri gerçekleştirdi. Başta bakanlığın ilgili birimleri olmak üzere projenin ilgili paydaşlarının katıldığı çalışma ziyaretleri ile İtalya, Birleşik Krallık (İngiltere ve Kuzey İrlanda), İspanya ve Portekiz’deki toplum temelli okul öncesi eğitim uygulamaları yerinde incelendi. Bu ülkelerdeki yöneticiler, uygulayıcılar ve uzmanlar ile görüş alışverişinde bulunuldu. Türkiye'de nitelikli toplum temelli modellerin geliştirilebilmesine ilişkin uzmanlardan tavsiyeler alındı. Son olarak tüm çalışmaların yer aldığı 'Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi Çalışma Ziyaretleri Raporu' hazırlandı. Rapor, çalışma ziyareti katılımcılarının ziyaretlerin dönüşünde oluşturdukları raporlardan derlendi. Raporun, proje kapsamında, toplum temelli okul öncesi eğitim modellerinin geliştirilmesi sürecine kaynak oluşturmayı amaçlanıyor.
BELEDİYE VE YEREL YÖNETİMLER KAYNAK OLARAK KULLANILMALI
Ziyaret edilen tüm ülkelerde özellikle dezavantajlı çocukların ve ailelerin hizmete ulaşması açısından önceliklerinin belirlendiğine dikkat çekilen raporda, "Yoksulluk, engellilik, parçalanmış aile, göç eden ya da göçmen çocuklar (mevsimlik işçilik yapan ailelerin çocukları), cezaevinde yaşamak durumunda olan çocuklar, çalışan ebeveyne sahip olma etkenleri düşünülerek her bir grup için farklı ama temelde yaşam kalitelerini yükseltmeye yönelik projelerin geliştirilmesi için alan uzmanlarının konuya dikkatini çekmek önemli ve öncelikli bir konu olarak düşünülmelidir. Eş zamanlı projelerin destekleneceği finans ve insan kaynağı desteğinin arttırılması gerekmektedir. Devlet desteğinin finans ve anlayış boyutunda arttırılması gerekmekte." ifadeleri yer aldı.
Belediyelerin, okul öncesi eğitim hizmetlerinin yaygınlaşmasında ve alternatif modellerin geliştirilmesinde güçlü bir paydaş ve stratejist olarak ziyaret edilen tüm ülkelerde önemli bir kaynak olarak değerlendirildiği belirlendi.
Belediyelerin hizmet alanları, imkanları ve kaynakları kullanılarak, gerekli yasal düzenlemeler ve ilgili bakanlık ve üniversite işbirlikleri gerçekleştirilerek belediyelerden daha etkin bir şekilde yararlanılabileceği vurgulanan raporda, "Çocukların ve ailelerin bulundukları her yerleşim alanında daha kolay ulaşabilecekleri sağlık ocakları, sağlık merkezleri gibi hizmet sektörü içine erken çocuklukla ilgili aileleri bilgilendirme, eğitime dahil etme ve aktif olarak çocuklara hizmet sunma gibi modeller üzerinde çalışmak da önemsenmeli. Farklı gereksinimleri ve öncelikleri olan aileler ve çocuklar için ‘tam zamanlı, yarı zamanlı, saatli, hafta sonu açık modeller, yaz uygulamaları’ alternatif modellerin geliştirilmesi önerilebilir. Bu modellerin eğitim içeriklerinin ve hedeflerinin planlanmasında akreditasyon, yeterlilik ve kalite denetimlerinin ve yönetimlerinin yapılmasını sağlayacak uzman desteğinin sağlanması gerçekleştirilebilir. Üniversitelerin ilgili bölümlerinin diğer paydaşlarla belli bir koordinasyon ile örgütlenmesi ve konuya ilişkin destek sağlayacak konuma getirmeleri sağlanabilir (eğitim, tıp, sosyoloji,psikoloji, sosyal hizmet, çocuk gelişimi, iktisat vb.)" şeklinde önerilere yer verildi.
RAPORDA YER ALAN DİĞER ÖNERİLER
-İngiltere örneğinde olduğu gibi evde eğitim için eğitimli annelerin desteğiyle 'ev yuva' modellerinin geliştirilmesi üzerinde çalışılabilir.
-Çocuklar için oyun evleri, oyun kulüpleri oluşturmak fikri üzerinde durulabilir.
-Çocukların ve ailelerin bulundukları her yerleşim alanında daha kolay ulaşabilecekleri sağlık ocakları, sağlık merkezleri gibi hizmet sektörü içine erken çocuklukla ilgili aileleri bilgilendirme, eğitime dahil etme ve aktif olarak çocuklara hizmet sunma gibi modeller üzerinde çalışmak da önemsenmeli.
-Mobil hizmetlerin çeşitlendirilmesi üzerinde çalışılabilir: Oyun ve oyuncak otobüsü, yürüyen kütüphane (anneler ve çocuklar için), mobil çocuk bahçeleri, televizyonda anne-çocuk kanalları gibi
-Okulu çocuğa yaklaştırmak, çocuğu okula yaklaştırmaktan daha fazla desteklenen güçlü bir anlayış olmalı.
-Okul, ev dışında da çocukların ve ailelerin sıklıkla ve kolaylıkla ulaşabilecekleri mekanlar olan açık hava oyun alanlarının mimarlar, peyzaj mühendisleri, belediye, spor ve beden eğitimi, emniyet, eğitimciler gibi disiplinlerin işbirliği ile 'çocuk dostu mekanlar' haline getirilerek pedagojik yararlılığı arttırılabilir.
-Özel eğitimin zorunlu olması fikri ülkemiz için yeni ve heyecan verici bir konu olarak tartışılmalı.
-Sektörlerarası ilişkilerin ve işbirliği geliştirilmeli.
-Aileler çocuklarının tüm gelişim ve eğitiminden birinci derecede sorumlu kişiler olmakla birlikte bir araya gelerek çocukları üzerindeki etkililik performanslarını arttırabilirler.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ 81 İLE YAYILACAK
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2010 yılında 'Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi'ni hayata geçirdi. MEB Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, UNICEF Türkiye Temsilciliği'nin teknik ve Avrupa Birliği’nin mali destek verdiği projeyle dezavantajlı çocukların gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitime kayıtla devamlarının artırılması, nitelikli toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmet modelleri geliştirilmesi amaçlanıyor. Proje kapsamında, çocuklarını okul öncesine ve ilköğretime zamanında kayıt ettirmeyi isteyen ailelerin sayısı artırılması ile okul öncesi eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi de hedefleniyor. 16 milyon Euroluk bütçeli projede, 10 ilde Adana, Ağrı, Ankara, Diyarbakır, Erzurum,Hatay, İzmir, Mersin, Şanlıurfa, Van yürütülen proje, sosyo-ekonomik yönden dezavantajlı aileler ve çocukları için toplum temelli gündüz bakım ve okul öncesi eğitim hizmetlerine erişim ve devam etme oranlarının artırılacak. Proje, ölçme değerlendirme etkinliklerinin tamamlanmasından sonra pilot uygulamalardan alınan geri dönüşler programa yansıtılarak, 2013-2014 eğitim öğretim yılı itibarıyla ülke genelinde uygulamaya geçilecek.
Cihan