Övgü, özellikle takım çalışmalarında motive edici olduğu gibi, hak edilmemiş övgünün iticiliği de göz ardı edilmemelidir.
Öğretmenlerin sınıflarında öğrencileri bir bahane bularak övmesi öğrencinin iyi bir gün yaşamasını sağlayabilir.
Aynı şekilde öğretmen de okulda müdür veya yardımcıları tarafından haklı bir övgü alıyorsa o öğretmenin o günü övgünün etkisiyle yüksek motivasyonda geçecektir.
Bizde devlet bürokrasisi övgü üzerine değil yergi üzerine kurgulanmış ve gelenek bu yöndedir. Tıpkı çocuğunu övmekten kaçınan ebeveynler, özellikle babalar gibi… Ancak bu değişimin de zamanı gelmiştir.
Okulda Övgü Sunmanın İpuçları Nelerdir?
İltifatlar psikolojik olarak etkilidir ve öz-farkındalığımızı artırmaya neden olur. Bazı insanlar olumlu geri bildirimleri nezaketle kabul eder, hatta bazıları övgü bekler. Ancak bazı insanlar övülmekten hoşlanmazlar veya içe dönük tiplerde olduğu gibi, sıkılırlar.
Bazı araştırmalar, insanların yaklaşık yüzde 70’inin övgü alma veya övme konusunda bir dereceye kadar endişe ettiklerini söylüyor.
Yine de aynı araştırma, katılımcıların yüzde 88’inin övgüyü değerli hissetmekle ilişkilendirdiğini buldu.
İyi bir iş çıkardığımızda bu bize önemli olduğumuzun ve bunun ilişkiler için çok önemli olduğunun bir sinyalini gönderir.
Okullarda veya sınıflardaki (veya işyerlerinde) çatışmaların çoğu, çocukların veya büyüklerin kendilerini değerli hissetmemesinin sonucudur.
Çünkü övülmede bir özgüven hissi vardır. Yergi, bu özgüveni sarsar. Hatta bazı hassas ruhlarda depresyona bile neden olabilir.
Övgüyü Bu Kadar Zor Yapan Nedir?
Övülme durumunda nasıl bir tepki verirdiniz?
“Yok canım estağfirullah!” deyip, aslında “Yan cebime koy!” mu demek istiyorsunuz; yoksa gerçekten övülmekten rahatsız mı oluyorsunuz?
Burada eleştirilmek ne kadar doğalsa, övülmek de o kadar hakkınızdır denmelidir.
Çünkü bir ölçüye kadar kendimizi sevebiliriz, bu özgüven adına önemlidir, ancak “Var mı benim gibisi?” demeye de hakkımız yoktur; abartı – mübalağa her zaman ihtilalcidir.
Övgü, – kaşarlanmış değilsek- utanç duygularımızı tetikleyebilir. Toplumda öğretmenler mütevazıdır. Övülse utanır. Politikacılar ise çoğu övülmeyi bekler. Kim bilir, belki de kendilerinin de inanmadığı ve hak etmediği bir övgüyü beklerken, aslında bunu hak ettiklerinden de şüphe duyduklarına eminim.
Ama öğretmenler; babalar ve anneler gibi, çocuklardan karşılık beklemeksizin, ailelerin çocukları üzerinde bıraktıkları derin boşlukları doldurur, ama yine de bir beklentileri olmaz.
Nasıl yetiştirildiğimiz de önemlidir.
Bazı insanlar sadece övgüyü kabul etmemeleri gerektiğine inanırlar. Bunun nedenlerinden biri çocukluğumuzda öğrendiğimiz görgü ve âdâb-ı muaşeret kurallarıdır.
Küçük yaşlardan itibaren çoğumuza alçakgönüllü olmamız; kibirli, bencil veya gururlu olmamamız öğretildi. Bilinçaltımız bu tevazu örnekleriyle doludur. Bu yetmezmiş gibi, okullarda da bu minvalde öğrendik. Kitaplardan da bu minvalde okuduk.
Bu da doğru değil; çünkü hak edilmiş bir övgü sizin hakkınızdır. Ancak bu övgünün gurudan farkı; istenilmez, verilir olmasıdır.
Hak ettiğiniz halde, gurur korkusuyla övülmekten kaçınıyorsanız, bu da küfran-ı nimettir (nankörlüktür). Bunun yerine, verilmiş güzel davranışların gerçek sahibinin Allah olduğunu hatırlatan hamd etmek, doğru bir pozitif davranış olacaktır.
Sandviç Tekniği
Farklı iltifat türleri vardır. Bazen iltifat edeceğim derken pot kırabilirsiniz. Yanlış anlaşılabilirsiniz. Hatta iltifatınız gizli bir hakaret olarak bile algılanabilir.
Bazı insanlar ise iltifat konusunda yalama olmuştur, gelene geçene iltifat ederler ve bu konuda piyasayı karıştırabilirler.
Bir araştırmacı, en iyi iltifat türlerini keşfetmeye başladığında, insanların ona karşılaştıkları en kötü iltifatları anlatmakla daha çok ilgilendiklerini fark etti.
En yaygın olan iltifat türlerinden biri iki iltifat arasında bir sorunu çözmektir. İki iltifat arasına bir sorunu yerleştirmek “sandviç geribildirim modeli” olarak bilinmektedir.
Hemen iltifat etmek yerine, bir saniye durun ve düşünün. Hangi davranışın seni etkilediğini gördün de iltifat ediyorsun; açık olun. Yani iltifatın da bir haysiyeti var, dikkatli kullanalım.
Ayrıca kişinin övgüyü nasıl almak istediğini de düşünün. İlgi odağı olmaktan hoşlanmayabilirler, bu durumda onlara grup ortamında hitap etmek yerine bir e-posta veya sesli mesaj göndermek tercih edilebilir.
Teşekkür Ederim
Övgüye nasıl yanıt vereceğinizden emin değilseniz, bunu basit tutun. Bu, beceriksizce övgüyü saptırmaya veya reddetmeye çalışmaktan veya kendi iltifatınızla karşılık vermekten çok daha fazla tercih edilir.
Bir iltifata nazik bir cevap, sadece ‘Teşekkür ederim’ demektir. Daha derin iltifata, teşekkürden sonra, “Bunu duymak gerçekten harikaydı” diye ekleme yapabilirsiniz.
Unutmayın “Yerinde, zamanında ve dozunda” yapılan bir iltifat faydalıdır; aşırısı mübalağadan ibarettir.
Okulda olumlu ortam oluşturmak istiyorsanız, okul müdürü olarak her şeyin seninle başladığını bilmelisin.
İltifat bulaşıcıdır; okul müdürü bu bulaştırma işini başlatan kişi olmalıdır. Ne demiş atalarımız; “Ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gider!”.
Bestami Çiftçi-Yeni Eğitim Dergisi