Ahmed Öztürk’ün haberi:
Şair-yazar Ali Hakkoymaz, okullarda tûl-i emel ve rabıta-i mevt üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Eskader (Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği)’in Timaş Kitapkahve’de düzenlediği sohbette konuşan Hakkoymaz, edebiyatı, akılla kalbi yan yana getirmek olarak tanımladı. Ali Hakkoymaz, müfredatın bizi hayattan koparan bir müfredat olduğunu, yalnızca okul sırasında kaldığını söyledi. Okullarda tûl-i emel ve rabıta-i mevt üzerinde durulması gerektiğini belirten Hakkoymaz, Yunus Emre’nin şiirlerinden üçte birinin ölüm üzerine olduğuna ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın da ölüm şairi olduğuna değindi. Ayrıca edebiyatın yaşamayı öğreten sanat olduğundan da dem vuran Hakkoymaz “Edebiyat öğretmeni müfessir ve muhaddis olmalıymış, yeni öğrendim” dedi.
HER İNSAN BAŞROLDÜR
“Allah’ın Ahsen-i takvîm üzere, en güzel kıvamda yarattığı insana kimin kuralları öğretiliyor” diye soran Ali Hakkoymaz, her insanın başrol olduğunu bu nedenle gerçek eğitimin klasik medrese eğitiminde olduğu gibi bire bir olması gerektiğini savundu.
“Dört kitap var. Bunlar; kainat kitabı, Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerîm, Hz.Peygamber’in kitabı (sünneti) ve son kitap kişinin kendi kitabı, yani kendisi. Bu dördünü okuyabilen insanın hazırladığı müfredatın ancak sağlıklı bir müfredat” olacağını söyledi.
Son olarak sadeleştirme nâmı altında dilimizin fakirleştirildiğine değinen Ali Hakkoymaz; “Kelimelerle oynayan seni de beni de alaya alır. Dilini kaybeden bir toplumun hazırladığı müfredattan hayır mı gelir?” dedi.
Konuşmasından sonra Ali Hakkoymaz kendisine ithaf edilen bir şiiri okudu. Program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi..
Sanatalemi