Hadiselerin teferruatını inmek, teferruat hadiselerle ilgilenmek, tek yönlü ve tek taraflı bakmak çok zaman yanılttığı gibi adaletsiz hüküm vermeye götürür; hem de oturduğun yerden, hem de alakan yokken, hem de üzerine vazife değilken!
Hele şimdilerin sosyal medya akışına kaptırır, heyecanlı paylaşımları araştırmadan doğru olarak kalbe konur, akla yerleştirir ve de paylaşılırsa; hamakat ve hamaset kollarda savrulur gidilir. Parmak ucu dünya, bilmeden zulüm diyarlara sürükleyiverir.
Zaruriyet miktarınca, ihtiyaç nispetinde, önem derecisince hadiselere bakılır elbet; şehirden, ülkeden, dünyadan büsbütün kaçılmaz ve terk edilmez, bakış penceresi ile hikmet kazanımlar bile elde edilir.
Hadiseler perdeli, arka yüzünü göremiyoruz; Musa değiliz ki Hızır ile arkadaşlık edelim, Hızır değiliz ki görünmeyeni tevil edelim. Keza kendisine “te’vilül ehadis” nimeti verilen Yusuf da değil.
Şefkat burcundan değerlendiren Bediüzzaman olmadığımız gibi. Onca zulüm gördüğü halde o hale başka nasıl dayanılır; şimdilerde iğne batmadan ağlıyoruz!
Aşk ehli değil Nursi cezbesi de yok; akıl ve kalp arasında geniş otoban kurmuş!
Dünya savaşına teferruatlı takip etmemiş, zahirine pek ilgilenmemiş ama ona kayıtsız da kalmamış; masumlara acımış, onlara yorum getirmiş.
Birinci dünya savaşında mağlup olma nedenini ve galip olsaydık neticesi ne olurunu; Namaz, oruç, zekât üçgeni ve medeniyet düzleminde cevap vermiş. Çağa başka nasıl şahitlik edilir ve çağa başka nasıl cevap verilir?
Bilhassa son yıllarda dengesiz ve adaletsiz savruluşumuza çok güzel örneklik teşkil ediyor onun duruşu, diklenişi, celali ve cemali tavırları, Kur’ani bakışı, Nebevi nazarı. Kim ibret alır, kim takip eder, kim paylaşır onun yaşantı tarzını yaşayarak?
Hamaset tarafımızla savunuyoruz çoğu zaman, hayat akışında az görülüyor iyi halleri, yüksek tavırları, hadiselere bakış burcu ve yorumu, Kur’an talebesi oluşu, Sünnete bağlılığı.
Ondan mı bilinmez Kur’an tefsiri Risale-i Nur Külliyatı toplum katmanlarına ulaşmıyor, dar alanda okunuyor? Okunan kitap yaşanmadıkça okunan kitap olarak kalır.
Okunan kitabın yaşanan kitap olması yine insanlarca olacak. Hadiselerde hakikatin izini, özünü görme dersi verir Risaleler; tozlanan kitapları silmeli, bakışımızı yenilemeli değil miyiz?