Diyarbakır benim için tanıdık bir sima, sevilen bir dost, kalbiyle yüreğime ilham veren bir şehir. Bu kadim peygamberler şehrinin ilhamıyla iki roman yazdım. Medeniyetler beşiği Diyarbakır’a ilk olarak İtiraf Ediyorum ve Cehennem Vadisi isimli romanlarımı yazmak istediğim zaman mekânı ve kahramanlarımı tanımak için gitmiştim.
1997’de biraz da yüreğim korku dolu olarak, 2001’de ise efsane emniyet müdürü Gaffar Okkan’ın öldürülmesinin ardından derin bir üzüntü duyarak bu güzel şehre ayak bastım. Daha sonra Eğitim-Bir-Sen Başkanı Yasin Yıldız’ın davetlisi olarak eğitim konferansları vermek için yola düştüm. Hem sivil toplum ve sendikacılık hem eğitim ve başarı konferansları verdim. Diyarbakır Tüyap Kitap Fuarı’na katıldım, Sağlık-Sen’li dostlarla sivil toplum ve sendikacılık semineri gerçekleştirdik.
Geçen hafta tamamen başka bir yürekle gittim Diyarbakır’a. Artık Diyarbakır benim için umudun yeşerdiği şehirdi, çünkü bütün şehir okuyordu. Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır’ı okuyan şehir ilan etmiş, Prof. Dr. Sefa Saygılı ile birlikte yazdığımız Beyni Verimli Kullanma Sanatı ile Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin kaleme aldığı Kur’an’dan İdrake Yansıyanlar adlı eserleri okuyanlar arasında bir yarışma düzenlemişti. Vefalı dost, değerli ilim adamı Prof. Saygılı ile bu defa kitabımızı okuyan ve bu kitaptan yapılan sınavda dereceye giren kitap kurtlarına ödül vermek üzere kadim şehre ayak bastık.
Çınar, Çermik, Eğil ve Diyarbakır merkezde hem beyni verimli kullanma ve zekâyı geliştirme sanatını anlattık hem de kitapları okuyup yüz soruyu cevaplayarak dereceye girenlere verilen ödül törenine katıldık.
Eğitim-Bir-Sen, Diyarbakır’da kitap okuma yarışmasını gelenek hâline getirmiş. Üstelik bu erdemli ve zihin teri isteyen marifetli yarışmayı üç yıldır düzenliyor. Üç senede 6.000 kişi kitap okuma yarışmalarına katılmış. Eğitim-Bir-Sen her yıl 18 yaş altındakiler ve yetişkin okuyucuların katıldığı iki kategoride okuma yarışması düzenliyor ve ilk ona girenlere ödüller veriyor ve kitabı okunan yazarları okuyucularıyla buluşturuyor. Böylece Diyarbakırlı kitapseverler, okudukları eserlerin yazarlarını dinleme şansını yakalıyorlar. Geçen seneler Dr. Senai Demirci, Doç. Halit Ertuğrul, Vehbi Vakkasoğlu, Mümtaz’er Türköne, Metin Karabaşoğlu, Cemil Tokpınar, Dr. Muhammed Bozdağ bu program çerçevesinde Diyarbakırlı kitap ve düşünce dostlarına hitap etmişler.
Eğil, Çermik ve Çınar’da kitap okuma yarışmasına kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri de destek vermiş. Eğil ve Çermik kaymakamları konferanslara ve ödül törenlerine katılarak okuma ve kültürel etkinlik kampanyalarına destek verdiler.
Ülkemizde yöneticiler artık okuma kampanyaları düzenliyor ve kültür etkinliklerine destek veriyor. Yıllarca Almanya’ya imrendim. 1988-94 yılları arasında Almanya’da öğretmenlik yaparken Cumhurbaşkanı Wetzaecker’in şemsiyesinde her okulda okuma yarışması düzenlendiğine ve ilin birincisine ödül verildiğine şahit oldum. Pirckheimer Gymnasium’daki yarışmaya kızım da katılmış ve dereceye girmişti.
Artık çok şükür bu hasret bitti. Çok değerli Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, “Türkiye okuyor.” kampanyası başlattı ve Türkiye okuyan ülke oldu. Diyarbakır’ın yanı sıra Karaman, Burdur, Sakarya, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Urfa, Amasya, Hatay, Kayseri, Malatya okuyor. İllerin yanı sıra ilçeler, okullar okuyor. İnsanımız okuyor.
Okuyan iller, ilçeler, okullar; üniversite sınavlarında ve SBS’de öne geçiyor; derece yapıyorlar.
Okumak, zihni geliştirmektir.
Okumak zekâmızı keşfetmektir.
Okumak dehamızı ortaya çıkarmaktır.
Medeniyetleri kitaplar kurar.
Dehaları, kitaplar keşfeder.
İlim, insanları ve ülkeleri yükseltir. Hz. Adem(sav), ilim sayesinde melekleri geçti. İlim ve kitap sayesinde bedevî Araplar, İslam medeniyetini kurdular ve bütün dünyaya insanlığı öğrettiler. Müslümanlar ilim ve kitap sayesinde binlerce sene dünyaya adalet, insanlık, ilim, ahlak öğrettiler.
Diyarbakır ziyaretimizde bu defa bambaşka bir zenginliğe şahit olduk. Eğil ilçesinde Elyasa ve Zülkifl peygamberlerin türbelerini ziyaret ettik, dua ettik, huzurlarında namaz kıldık. 13.6.1996’da Dicle Barajı suları altında kalan peygamber mezarları, Dicle Barajı’na bakan bir tepeye nakledilmiş. Nakil sırasında görevliler, cesetlerin bozulmadığını ve çürümediğini görmüşler. Eğilliler, şehirde iki aziz peygamberi misafir ettiklerinden son derece eminler.
Diyarbakır’da Nur Risalelerini okuyan üniversiteliler, öğretmenler ve halktan kardeşlerle ders yaptık ve sohbet ettik. Diyarbakır’daki kardeşlerimizle Konya, İstanbul, Ankara, Ermenek’teki kardeşlerimiz arasında hiçbir fark görmedim.
Diyarbakır’da Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisinde şehit olan Ali Haydar Bengi’nin cenaze törenine katıldık ve cenaze namazını eda edip dua ettik. Cenaze töreni miting gibi kalabalıktı. Diyarbakır’dan Mavi Marmara’ya 10 kahraman katılmış ve gemiye inen İsrail askerlerine hadlerini bildirenler arasında yer almışlar.
Son gezimde terör olayları ile ülke gündemine gelen Diyarbakır’ın öteki yüzünü tanıdım. Diyarbakır kültür, tarih, kitap ve medeniyet şehri; özellikle de peygamberler, sahabeler diyarı. Şehirde 27 sahabe mezarı bulunuyor.
Vakit