Her canlı ölümü tadacaktır. Peki ruh öldükten sonra nereye gidecektir?
Kabir ilk bakışta her ne kadar bir metrelik bir çukur ve karşılıklı dikilmiş iki taştan ibaret gibi görülse de, manevî bir âlem olması bakımından, içinde yatanın saadetine veya şekavetine, cennetlik veya cehennemlik olmasına vesile teşkil eden bir mekândır.
Zamanla ceset çürüyüp toprak olsa da, ruhun hayatı devam ediyor. İşte, kabir âleminde meydana gelecek hâdiselerden insanın ruhu haberdar olacak, haşre kadar ya sıkıntıda veya huzur içinde bulunacaktır.
İnsanın ilk hesaba çekileceği, çeşitli suallerin sorulacağı bir yer olması dolayısıyla da kabir hayatı ayrı bir özellik arz ediyor.
***
Kabir suali ve kabir azabı hakkında nakledilen hadislerin açıklaması yapılırken, Tecrid Tercemesi'nde sualci melekler gittikten sonra ölünün durumunun ne olacağı hakkında bir soruya şöyle bir açıklama getirilir:
İnsan eğer imanlı olarak ömrünü tamamlamışsa, onun ruhu cennete gider. Eğer imansız ve günahkâr ise, onun da ruhu cehennemin kenarında büyük bir taşın üzerinde durur.
Müminlerin ruhları cennette olmakla beraber, kabirleri ile olan alâkalan kesilmez. Bilhassa cuma ve cumartesi günleri orada bulunur.
Ayrıca mümin ruhların, dünyadakilerin işlerinden haberdar oldukları rivayet edilir. Hatta bunlar, yeni vefat edip kabre konan kimseye tanıdıklarının yaşayışı hakkında bazı sualler sorup bilgi alırlar.
Eğer hayırlı haber alırsa, "Ya Rab, bu dostumuzu hayrında daim ve sabit kıl" diye dua ederler.
Eğer kötü bir yaşayışını öğrenirse, "Ya Rab, onu hayra yönelt" diye duada bulunurlar.
Eğer sorduğu kimsenin öldüğünü haber alırsa "Yazık, bizim yolumuzdan başka bir yol tutmuş da cehennemdeki durağına gitmiş" diye acırlar.1
***
Yine, "Sizden biriniz vefat ettiğinde sabah ve akşam ona kendi makamı gösterilir. O kimse cennet ehlinden ise, cennet ehlinin makamından bir makam; cehennem ehli ise cehennemin hücrelerinden bir yer gösterilir ve ona, 'Burası senin gelecekteki durağındır. Kıyamet günü seni Allah buraya gönderecektir' denilir."
Bu hadis-i şerifinin izahında ise müminin, bilhassa şehitlerin ruhunun, istedikleri zaman, istedikleri yere gidip dolaşabilecekleri belirtilir.
Hadiste sözü edilen, "mevtanın cennet ve cehennemdeki yerinin gösterilmesi" ise, hadis ulemasının çoğunun açıklamasına göre, cenazenin kabre konulduğunun nasıl bir durumda olacağı ilk sabah ve akşamında bildirilir.
Ruh, nuraniyet sırrına mazhar olduğu, nurlu bir özellik taşıdığı için, belli bir mekânda sürekli kalması söz konusu değildir, bir âlemden başka bir âleme gidip gelmesi, zaman zaman yer değiştirmesi mümkündür.
Hadisin devam eden izahında, "Ruh, her zaman kabirde ihtiyarî bir hapse mahkûm gibi beklemez. Kabirden ayrıldığı zamanlar da vardır" denilir.
İmam-ı Malik'in tespitine göre ise, "Ruhlar kabirlerinden çıkar, bir zaman gezer. Sonra yine kabre gelir, girer." 2
Fakat bu hal ruh için İlâhî bir ihsan ve ikram olduğundan, bundan ancak müminler istifade eder. Kâfir ruhlarsa kabirdeki azabını çekmeye devam eder. Onlar için böyle bir nimetin varlığından söz edilemez.
1. Buhari, Cenâiz:90.
2. Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 4:589
Bugün