Açıklama: Bu yazıyı Demirel’İn yeni bir açıklaması gelmeden önce yazmıştım. Dün yaptığı açıklamada “yanlış anlaşıldım” demiş “ devlet de adam öldürürse cinayettir” diye de düzeltmiş. Fakat, bu yazı yine de yayınlanmalı diye düşündüm çünkü böyle düşünen çok devlet adamı var. Onlara gitsin.
Bu zalim kurala demek sen de inanıyorsun?
Şemdinli'de 12 köy korucusunun 1994 yılında öldürülüp gömüldüğü iddialarıyla ilgili sorulan soruya böyle cevap vermişsin, demişsin ki,
“Devlet, devlet politikası olarak adam öldürür, diğeri cinayettir'' (24 Temmuz 2009 Gazeteler)
Bil ki, bu şekil düşünen ve inanan çok veli Padişahlar evlatlarını zalimce öldürmüşler. Bu gayr-i medeni kaide yüzünden tarihte çok insanlar katledilmiş.
Saddam da bu kaideye inanıyordu ve diktatörlük üzerine kurduğu zalim siyasetine muhalefet eden damadını bile gözünü kırpmadan idam etmişti.
Bu zalimane kaideye göre hareket ederek Halepçe’ye kimyasal silah attırmış, beşbin kişinin katledilmesini zevkle seyretmişti..
Neymiş devletin ali çıkarları daha önemliymiş. Devletin selamet ve bekası daha gerekli imiş.
ABD Irak’ı talan ederken bu kaideye göre etmiyor mu? Kendi toplumunun ve siyasetinin karşısına çıktılar bahanesiyle masum halk kitlelerine binlerce bomba yağdırmıyor mu?
İsrail, kendi toprakları diye ilan ettiği bölgede yaşayan zavallı Filistinlilere aynı gerekçe ile “Devlet politikasının karşısına çıkıyorlar diye” başlarına binlerce bomba indirmiyor mu?
Demek Ergenekon çetesine, bu yüzden destek oluyorsun. Onların yüzlerce cinayetini binlerce, katliamını hoş karşılıyorsun.
Demek bu yüzden başörtülüleri devletin yüce politikasına ters düştükleri için Arabistan’a gönderiyorsun. “Oraya gitsinler orada okusunlar” diyorsun.
Bu yüzden Kemal Gürüz’ün insan haklarına aykırı icraatlarına “devlet politikası” diye destek vermiştin.
Tansu Çiller de senin kafa yapına uygun davranarak “devlet için kurşun yiyen de, kurşun atan da kahramandır” diyerek bu zalim kaideye destek vermişti.
Devletin politikası derken neyi kastediyorsun? O siyaseti yapanlar zalim siyasetçiler değil mi?
Kendi çıkarlarını en üst düzeyde tutan, iktidarlarını kaybetmemek için her türlü hileye ve tuzağa başvuran, yalanı doğru gibi, hatta daha ciddiyetle söyleyen siyasetçilerin tespit ettiği siyaset mi?
Hiç “Vela teziru vaziretun vizra uhra” (En'âm Sûresi: 6:164) Ayet-i Kerimesini duymadın mı? Yani, mutlak ve gerçek adaletin bir kuralı olan "Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez." (En'âm Sûresi: 6:164) kaide-i adaletini hiç işitmedin mi?
“Adalet-i mahzânın (Gerçek adaletin) en büyük düsturunu vaz ediyor. Der ki: Bir mâsumun hayatı, kanı, hattâ umum beşer için olsa da, heder olmaz” (Sünuhat sh. 27).Kaide-i adaletinide mi duymadın? Bu kuralı Bediüzzaman Hazretleri şu ayetten bulup çıkarıyor:
"Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisini diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur." (Mâide Sûresi: 5:32.)
Sana gerçek demokrasiyi de mi anlatmadılar?
“Suçların şahsiliği prensibini” de mi hiç işitmedin?
Bediüzzaman Said Nursi’nin Adnan Menderes’e yazdığı mektubu da mı görmedin?
Bak!.. Bediüzzaman Hazretleri o mektubunda ne diyor.
“İşte, Kur'ân'ın bu gibi kudsî kanun-u esasîsine irtica namını veren bedbahtlar, vahşet ve bedevîliğin dehşetli bir kanun-u esasîsi olarak kabul ettikleri şimdiki öylelerinin siyasetinin bir nokta-i istinadı şudur ki: "Cemaatin selâmeti için fert feda edilir. Vatanın selâmeti için eşhasın hukuku nazara alınmaz. Devletin siyasetinin selâmeti için cüz'î zulümler nazara alınmaz" diye, birtek câni yüzünden bir köyü mahvetmekle bin mâsumun hakkını nazara almaz. Birtek câninin yüzünden bin adamın kılıçtan geçmesini caiz görür. Bir adamın yaralanmasıyla binler mâsumu sıkıntıya verdirir. Ve iki yüz adamı kurşuna dizilmesini o bahaneyle nazara almaz. Birinci Harb-i Umumîde üç bin adamın câniyâne siyaset hatâlarıyla otuz milyon biçare nev-i beşer aynı harpte mahvedildiği gibi, binler misaller var.” (Emirdağ L. Sh. 320)
Evet tarih boyunca senin gibi düşünen devlet adamları “devletin politikasına ters düştüler diye binlerce, yüzbinlerce insanı katlettiler.
Yine Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi “mel'un Yezid'in zulmünü adalet-i Ömeriyeye tercih” ettiler. Ne kazandılar, günahtan başka ne elde ettiler. Şu anda kabirlerinde o yaptıkları zulmün hesabını vermekle meşguller.
Korumaya çalıştıkları o yüce devletleri de kendileri gibi hak ile yeksan oldu, başka bir zalim eliyle tarih mezarlığına gömüldü. Adil padişahlar rahmetle yad edilirken, senin ifade ettiğin kurala göre ülkeyi yönetip halkına zulmedenler “lanet” le yad edilmektedirler.
Değer mi? Dünya hayatının geçici fani zevklerini tadacağım, dünyada rahat yaşayacağım diye zalimlere meyletmek ne derece doğrudur.
“Zâlimlere meyletmeyin. Aksi halde ateş size de dokunur.” (Hûd Sûresi: 113) Ayet-i Kerimesi de mi sana hiçbir şey ifade etmiyor?
Evet olmadı! Sn. Demirel Olmadı, yaptığın yanlışlara bir yenisini daha ekledin. Kabir kapısına gelmiş, bir ayağın çukurda söylediğin bu sözlerin sana ne kazandırdığını var sen düşün.