Bismillahirrahmanirrahim
Kur'ân-ı Hakîmin feyzine ve işârâtına istinaden, sizi titretmek için, size katî haber veriyorum ki:
Beni öldürdükten sonra yaşayamayacaksınız. Kahhar bir el ile, cennetiniz ve mahbubunuz olan dünyadan tard edilip ebedî zulümata çabuk atılacaksınız. Arkamdan, pek çabuk sizin nemrutlaşmış reisleriniz gebertilecek, yanıma gönderilecek. Ben de huzur-u İlâhîde yakalarını tutacağım. Adalet-i İlâhiye onları esfel-i sâfilîne atmakla intikamımı alacağım.
Ey din ve âhiretini dünyaya satan bedbahtlar! Yaşamanızı isterseniz bana ilişmeyiniz. İlişseniz, intikamım muzaaf bir surette sizden alınacağını biliniz, titreyiniz! Ben rahmet-i İlâhîden ümit ederim ki, mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek ve ölümüm başınızda bomba gibi patlayıp başınızı dağıtacak! Cesaretiniz varsa ilişiniz! Yapacağınız varsa göreceğiniz de var. Ben bütün tehdidâtınıza karşı, bütün kuvvetimle bu âyeti okuyorum:
"Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar onlara 'Düşman size karşı büyük bir kuvvet topladı; onlardan korkun' dedikleri zaman onların imanı ziyadeleşti ve 'Allah bize yeter; O ne güzel vekildir' dediler." (Âl-i İmrân Sûresi: 3:173) (Mektubat, 29. Mektup)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
KAHHÂR : Galip gelen, kahreden; Galib-i Mutlak ve her an kahretmeye gücü yeten mânâsında Allah'ın bir ismi.
MAHBÛB : Sevgili, sevilen, muhabbet edilen.
TARD : Kovma.
ZULÜMÂT : Karanlıklar; haksızlıklar, eziyetler.
NEMRUD : Zâlim ve gaddar olarak tanınmış ve Allah'a isyan ve küfür ile büyüklük taslamış bir kral olup, Hz. İbrahim (a.s.) zamanında yaşamış, onu ateşe atmış, ancak Hz. İbrahim mu'cize olarak yanmadan kurtulmuştur. Nemrud'un özelliklerini taşıyan insanlara da bu ad verilir.
ESFEL-İ SÂFİLÎN : Aşağıların en aşağısı; Cehennemin en aşağı tabakası.
BEDBAHT : Bahtsız, mutsuz, kötü, fenâ.
MUZAAF : İki kat, iki misli, katmerli.
RAHMET-İ İLÂHİYE : Allah'ın rahmeti.
MEVT : Ölüm; hayatın sona ermesi.
TEHDİDÂT : Tehditler. Korkutmalar. Gözdağı vermeler.