Dr. Baturalp Batmanoğlu'nun yazısı
“Bediüzzaman’ın evlatlarını gördüğümde sanki kendi evlatlarımı görüyorum” deyip sıkıca kucaklamıştı bizi….
İstanbul’da maddi ve manevi doktora yaptığım yıllarda Bediüzzaman’ın talebelerinden Rahmi Erdem abiyi ziyarete gitmiştik. Mustafa Ertunç’un riyasetinde Cemal kardeş ile beraberce gitmiştik Rahmi abimizin Bahçelievler semtindeki mekanına.
Rahmi abimizin tatlı sohbetinin ardından hemen bitişikteki yan mekana Cerrahi şeyhi Ömer Tuğrul İnançer hocamızın geldiği haberini almıştık… Ertunç ve Cemal abiyle birlikte selam vererek mekana girdik, kendimizi tanıttık… Gayet sade, abartısız bir giyim ve görünümü vardı. Bizi ayakta karşıladı ve “Bediüzzaman’ın evlatlarını gördüğümde sanki kendi evlatlarımı görüyorum” deyip samimiyetle sıkıca kucaklamıştı… Ve sonra ikram edilen çayların eşliğinde sohbete başlamıştı…
Dedi ki:
“Malum, memleket büyük bir manevi kaos yaşadı. Bediüzzaman varken hiç kimse meydanda yoktu. Eğer bugün İslami cemaatler varsa bunu Üstad Bediüzzaman’a borçludurlar. Biz onun azmi, gayreti ve cesareti sayesinde ayakta durabildik. İslam davası büyük bir orduya benzer; cemaatler bu ordunun şubeleridir ve hepsine ihtiyaç vardır. Bir orduda karacılar, havacılar, denizciler, komandolar hepsi çok önemlidir. Herkesi havacı yaparsanız karadaki ihtiyacı kim karşılayacak? Herkesi muharrip yaparsanız levazım ve lojistik işlerini kim yapacak? Yani hepsi vazgeçilmezdir. İslami cemaatler ve tarikatlar da insanın fıtratına göre her biri lazım ve elzemdir. Üstad Bediüzzaman’ın evlatlarını bu muazzam İslam ordusunun komando taburu olarak görüyorum… Komandolar aynı akıncı birlikleri gibi önden giderler, düşmanın tehlikeli tuzaklarını bertaraf ederler ve İslam ordusuna güvenli yol açarlar…”
Bu tatlı sohbetimiz böylece uzayıp gitmişti… Elini öpüp müsaade istedik ve ayrıldık… Bir daha da yüz yüze gelme imkan ve fırsatı bulamadık…
Ömer Tuğrul İnançer hocamızın bu sohbeti kitabi olarak bildiğimiz birçok hakikatin uygulamalı eğitimini vermişti bize… Bir Cerrahi şeyhi tarikatından olmayan başka bir cemaatin mensuplarını bütün samimiyetiyle övüyordu… İttihad-ı İslam'ın nasıl olması gerektiğini, İslam cemaatlerinin her birinin ne kadar lüzumlu ve önemli olduğunun altını çiziyordu…
Şimdi düşünüyorum büyük insanlar niçin büyüktür diye… İşte vizyonları, ufukları, bakış açıları büyük olduğu için ümmet bunlara büyük diyor…
Rabbim Ömer Tuğrul İnançer hocamıza rahmet etsin, mekanını cennet makamını ali etsin inşallah…