Bin aydan, yani sürekli ibadet ile meşgûl olunarak geçirilen, 83 yıllık uzun bir ömürden daha hayırlı bir gece.
Bu gece KADİR GECESİ…
• Âhh, şu fırsatı ve bu avantajı bir idrak edebilsek!...
Dikkat ediniz, bunları İslâm âlimleri kendiliklerinde söylemiyorlar.
Kâinatın yaratıcısı ve Âhiret’in sahibi olan yüce Allah c.c. Kadr sûresinde ilân ediyor.
“Muhakkak ki Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gece Rab'lerinin izniyle tüm buyrukları yerine getirmek için inerler. Artık o gece bir esenliktir gider. Tâ, tanyeri ağarana kadar…” (97. Sûre, 1-5 Ayetler.)
Bu mübarek gece madem bu kadar çok önemli, çok iyi idrak etmek zorundayız.
• Bu çok-çok önemli fırsatın kadrini-kıymetini çok iyi anlamak için günlük hayatımızdan ilginç bir örnek arz edeceğim.
1970’Li yıllarda güzel İstanbul’umuzda, çok ciddî bir su sıkıntısı çekilmekteydi.
Bendeniz o zamanlarda Bayrampaşa’da ikâmet ediyordum.
İstanbul’da sular sadece geceleri ve sadece 2-3 saat kadar akıyordu.
Üstelik de her gece değil. Haftada bir, bazı semtlerde de iki gece ve 2-3 saat…
Bayrampaşa semtine de sadece Çarşamba gecelerinde, saat 03:00 civarında su verilmekteydi. Banyomuzun zemini plastik bidonlarla doluydu.
Pazartesi-Salı günleri tamamen susuz kalıyorduk. Abdestlerimizi hattâ gusül abdestlerimizi bile bakkallardan aldığımız şişe suyu ile alıyorduk.
• Bu nedenlerle, Çarşamba günleri bizler için öyle çok önemliydi ki, tarif edilemez…
• O gece saatlerimizi 01:00’e kuruyorduk. Nöbetleşerek musluk başında bekliyorduk. Bir saat kadar “tısss” sesi dinliyorduk.
İp gibi akmaya başladıktan sonra da yarım saat çok bulanık akıyordu. O suyu bile boşa akıtmıyorduk. O suyu bekleterek, çamuru dibe çöktükten sonra, yavaşça üstte kalan duru kısmını ayırıyorduk.
2-3 Saat sonra sular yine kesilince, mevcut kaplarımızın bir kısmı yine boş kalıyordu…
• Şimdi lütfen dikkat ediniz, bu olayı hatıra olsun diye anlatmadım.
Bazen o Çarşamba gecesi; belki saatimiz çalmıyordu, beklide çaldığı halde saati biz duymuyorduk.
• Sabah uyandığımızda ise, o geceyi değerlendirememenin pişmanlığı bizleri mahvediyordu. Bir hafta çekeceğimiz sıkıntıları düşünerek, âdetâ kahroluyorduk…
*******
Evet, sevgili dostlarım.
Bu olay ile ne demek istediğimi pek âlâ anladınız.
Fakat ben yinede, kendi anladıklarımı biraz arz etmeye çalışayım:
Eksik bıraktıklarımı sizler, yorum olarak eklersiniz.
• Bir haftalık bir ömür için, üstelik ‘sadece su mahrumiyeti’ nedeniyle neler çektiğimizi, o sıkıntıları çekmemek için ne gayretler sarf ettiğimizi ve de ihmalimiz nedeniyle o fırsatı kaçırdığımızda da, nasıl kahrolduğumuzu terazinin bir tarafına koyalım…
• Terazinin diğer kefesine de; öldükten sonra mutlaka gideceğimiz, bir haftalık değil, bir yıllık değil, bir asırlık değil, hatta BİN asırlık da değil, sınırsız olan Âhiret hayatımızı koyalım.
• Ayrıca, şu karmaşık Dünya hayatımızda iş-güç ile boğuşurken, ihmallerimiz yüzünden çorak bıraktığımız maneviyatımızın susuzluğunu, bu fırsat gecesinde gideremez isek, nasıl kahrolacağımızı hesap edelim.
Merhameti sınırsız olan yüze Rabbimizin, bizlere bahşettiği şu fırsatı, yani bin aydan (83 yıldan) daha hayırlı olan Kadir Gecesi fırsatını iyi düşünelim.
• Bunları idrak eden bir insan, değil saat kurmak, akşamdan yatamadan, bu geceyi hiç boşluk bırakmadan çeşitli ibadetlerle geçirmeye azmeder, değil mi?...
*******
Hatırlayınız, İstanbul Ümraniye’de büyük bir mağaza, çok-çok ucuza ‘bir günlük’ satış ilân ettiğinde, o gece akşamdan mağaza kapısında uzun kuyruklar olmuştu. Sabah mağaza açıldığında ise mevcut polisiye önlemlerle, izdiham önlenememişti. Yaralanmalar ve çevrede önemli tahribatlar oldu.
• Birkaç liralık avantaja bu kadar önem veren insanoğlunun, BİN AY’DAN aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinde, neler yapması gerektiğinin takdirini sizlere bırakıyorum…
***
NOT: Kur’ân ayının en ulvî gecesi olan, bu mübarek gecenin en önemli ibadetlerinden birisi; Kur’ân okumak, Kur’ân dinlemek ve ondaki mesajları çok iyi anmaya çalışmaktır…
BİN AYDAN DAHA HAYIRLI OLAN ‘KADİR GECENİZ’ MÜBAREK OLSUN. Ellerin semâya, dillerin duaya, gönüllerin Mevlâya yönelidiği bu mübarek gecenin hayırlara vesile olmasını Yüce Mevlâdan niyaz ederim …
Yüce Rabbimiz, her birimizi, bu geceyi hakkıyla ihyâ edenlerden eylesin.
• Bu gece bendenizi de dualarınıza dâhil etmenizi istirhâm ediyorum.