Tarihi yaklaşık 700 yıl öncesine dayanan ve unutulmaya yüz tutan Gaziantep'in yöresel el dikimi deri ayakkabısı olan yemeniye son zamanlarda ilginin artması, ömrünü mesleğine adayan ustaların yüzünü güldürüyor.
Tarihi Antep Kalesi’nin yanındaki dükkânında el emeği ve göz nuruyla değişik renklerde ve modellerde ürettiği yemenilerle mesleğini ayakta tutmaya çalışan yemeni ustası Ökkeş Erdem (60), yarım asrı aşkın süredir mesleğini severek sürdürüyor.
Unutulmaya yüz tutan mesleğini özveriyle geleceğe taşıdığı dükkânına sabah erken saatlerde gelen 52 yıllık yemeni ustası Erdem, saatlerce emek vererek günde ancak üç çift ayakkabı yapabiliyor. İlerleyen yaşına rağmen gün içinde adeta dinlenmeden işini en güzel bir şekilde yapma gayreti gösteren Erdem, unutulmaya yüz tutmuş mesleğini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor.
Aldığı derileri çeşitli işlemlerden geçirerek, ayakkabıya dönüştüren Erdem, ölünceye kadar tezgâhını bırakmak ve mesleğini terk etmek istemediğini belilrtiyor.
7 yaşında iken hem okula hem de yemenicilik mesleğine başladığını belirten Erdem, ürettiği el emeği göz nuru ürünleri satarak ailesinin geçimini sağlamaya çalıştığını, bu meslek ile biri evli, biri üniversite öğrencisi olan 3 çocuk büyüttüğünü söyledi.
Mesleğe ayakkabıcı olarak başladığını belirten Erdem, “Bu mesleğe ayakkabıcılık ile başladım. Ondan sonra yemeniciliğe döndüm. Bu mesleğe başladığımda 7 yaşındaydım. Mesleği öğrenmek için birçok kişinin yanında çalıştım. Yemeniciliği bu şekilde öğrendim. Mesleğe ilk olarak ayakkabıcı çırağı olarak başladım. Bu mesleği kalfalarımdan öğrendim. Mesleğe başladığımda 7 yaşındaydım. Zamanla yemeni dikmeyi öğrendim. Mesleğin bütün detaylarını da yavaş yavaş öğrendim.” dedi.
“Mesleği 15 senede öğrendim”
Hem okula gittiğini hem de çalışarak meslek öğrendiğini belirten Erdem, “Bizim dönemimizde kimse boşta olmazdı. Sabahleyin okula gidiyorsak öğleden sonra işte olurduk, öğlenden sonra işte oluyorsak sabahleyin okula giderdik. Bizim çocukluğumuz bu şekilde geçti. Bu mesleği 15 senede öğrendim. Yaşım ilerledikçe mesleği tam öğrendim. Bu mesleği öğrenmek için belli aşamalardan geçmek gerekiyor. Ben de aşama aşama bu mesleği öğrendim. İlk olarak yemeniye çivi çekmeyi öğrendim. Bu mesleğe başlayan zaten ilk çivi çekmeye başlar. Daha sonra ise yemeniyi kalıba almayı öğrendim. Daha sonra da bıçak vurmayı öğrendim. Bu şekilde yemenicilik mesleğini öğrendim. Bu meslek kademe kademe öğrenilir, birden bire öğrenilmez.” ifadelerini kullandı.
Yıllardır usta olarak çalıştığını ve kendi işyerini 15 sene önce kurduğunu belirten Erdem, bu meslek ile biri evli üç çocuk büyüttüğünü belirtti.
Her mesleğin inceliklerinin olduğu gibi yemenicilik mesleğinin de bazı inceliklerinin olduğunu belirten Erdem, yemenicilik mesleğinin el emeği göz nuru bir meslek olduğundan dolayı tamamen ustalık isteyen bir meslek olduğunu ifade etti.
“Yemeniden daha rahat ayakkabı yok”
Eskiden sadece yaşlıların tercih ettiği yemenilere şimdilerde ise özellikle gençlerin rağbet gösterdiğini söyleyen Erdem, “Gençler yemeniye rağbet etti, tarz olarak giydiler. Ayakkabının rahatlığına baktılar. Yemeni çok rahat bir ayakkabıdır. Bundan dolayı popüler oldu. Yemeniden daha rahat ayakkabı yok. Çünkü içi ve dışı deridir. Bundan dolayı rahattır. Yemeniyi keçi, manda ve dana derisinden yapıyoruz. Tabanı manda derisidir, üstü de keçi derisidir.” şeklinde konuştu.
58 yaşında olduğunu ve mezara girinceye kadar da yemenicilik mesleğine devam edeceğini belirten Erdem, mesleğini çok sevdiğini belirtti.
“Yemeni tamamen el sanatıdır”
Kalitesiz ve deri olmayan yemeni konusunda vatandaşları uyaran Erdem, “Bir yemeni ayakkabının en az 150 TL olması lazım. Çünkü bir yemeniyi yapmak kolay değil. Yemeni tamamen el sanatı ve büyük bir emek istiyor. Bununla birlikte birçok işlemden geçiyor. Bir yemeniyi hazırlamak büyük bir emek istiyor.” diye konuştu.
İLKHA