Risale Haber-Haber Merkezi
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ona, “Risale-i Nur'un manevi avukatı” diyor. Nur talebeleri Ahmet Feyzi ağabeyin çok kuvvetli hitabet kabiliyetini ve ilm-i cifr’e olan vukufiyetini iyi bilirler. 17 Ekim 1972 tarihinde Antalya’da vefat etmiştir, kabri İzmir’in Çamlık köyündedir.
Ahmet Feyzi ağabeyle ilgili hüzün verici bir hatırayı, Bayram Yüksel Ağabey, Ömer Özcan’ın Ağabey Ağabeyler Anlatıyor-1 kitabında şöyle anlatıyor:
AFYON HAPSİNDE ZÜBEYİR VE AHMED FEYZİ AĞABEYİ DÖVÜYORLARDI
1948’de Afyon hapishanesinde iken Üstad’ın yanına her zaman çıkamazdık. Mesela, “El Hüccet-ül Zehra Risalesi”ni Üstad yazar, o volta atılan meydana atıverirdi. Biz de oradan alıp öyle çoğaltırdık.
Dünyanın en berbat hapishanesi orasıydı. Yetmiş-seksen kişi bir koğuşta yatıp kalkıyordu. Bir tek tuvalet var. Hem banyo, hem de abdest almak için tek yer orasıydı. Pisti, taşardı suları…
Tâhiri ağabeyle, Refet Ağabey üst katta kalıyordu. Fakat Zübeyir Ağabey ile Ahmed Feyzi Ağabey o tuvaletin yanındaki boşlukta, en berbat yerde kalıyorlardı.
Onları o müdafaalarından dolayı zulmen öyle yapıyorlardı. Vahşi insanlar da vardı, takunyalarla bastılar mı, pis su “foşşş” diye onların üstüne giderdi.
Zaman zaman Zübeyir ağabeyle Ahmed Feyzi ağabeyi çağırıp dövüyorlardı. Uzaktan bile çat-çut dayak sesleri gelirdi, biz duyuyorduk. Zübeyir ağabey, “Vuuuurrrr!, Vuuuurrrr!” diye bağırıyordu. Ahmed Feyzi Ağabey de yüzlerine tükürürmüş. Ama Zübeyir Ağabey “Vuuuur!” diye bağırırdı. Onların müdafaaları şiddetli idi, hiç de tenezzül etmezlerdi onlara.
Üstad volta atan hapislere bir bakıversin, bir selam versin, Üstad’ı görüversinler yeterdi, çoğu hemen namaza başlarlardı. Onun için Üstad’a selam verenleri de çağırıp dövüyorlardı.