Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), En'âm Suresi 108-112. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
108 . Ve onların Allah’tan başka tapmakta olduklarına sövmeyin! Yoksa (onlar da) haddi aşarak bilgisizce Allah’a söverler! Böylece her ümmete (kendi) amellerini süsledik; sonra dönüşleri ancak Rablerinedir; artık (O da, dünyada) yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.
109 . Fakat kendilerine bir mu‘cize gelirse, ona mutlakā inanacaklarına, bütün güçleriyle Allah’a yemîn ettiler. De ki: “Mu‘cizeler, ancak Allah katındadır.” (Eymü’minler!) Peki gerçekten o (mu‘cize) geldiği zaman (onların yine) îmân etmeyeceklerini siz ne bileceksiniz?
110 . Çünkü (onlar) ona ilk def‘a îmân etmedikleri gibi (bundan sonra da îmân etmeyeceklerdir)! (Biz de) onların kalblerini ve gözlerini (inkârlarındaki ısrarlarından dolayı, hakdan) çeviririz ve onları bırakırız (da), azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
111 . Hâlbuki gerçekten biz, onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve (senin doğruluğuna) kefîl olarak onlara karşı herşeyi toplasaydık, Allah’ın dilemesi müstesnâ, (onlar, küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân edecek değillerdi; fakat onların çoğu câhillik ederler.
112 . Ve böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık; (bunlar) aldatmak için birbirlerine (bâtıl) sözün yaldızlısını fısıldarlar. Hâlbuki Rabbin dileseydi onu (aslâ) yapamazlardı; öyleyse onları ve uydurmakta oldukları şeyleri bırak!