Önümüzdeki 5-10 yıl içinde dünya siyasetini kim belirleyecek?

Serdar ABDULKADİR

Nükleer çatışma mı, barış mı?

16 Eylül 2020 tarihinde ABD Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) "2025-2030'da Jeopolitik Düzen için Dört Senaryo" raporunu yayınladı.

Belgede, gelecekteki dünya siyasi sisteminin gelişimi için muhtemel stratejileri analiz edildi.

CSIS raporunda ana başlıklarıyla;

-Önümüzdeki 5-10 yıl içinde dünya siyasetini kim belirleyecek;

-Şu anda gelecekteki dünya düzeni için senaryolar nelerdir;

-Rusya gelecekteki dünya düzenini şekillendirmede nasıl bir rol oynayacak konuları analiz edildi.

Hızla değişen bir dünyada, uluslararası siyasi süreçlerin gelecekteki gelişimini değerlendirmek zor bir durumdur.

Küresel güvenliğin jeopolitik, askeri ve teknolojik eğilimlerini analiz ettikten sonra, ABD Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'ndeki (CSIS) bilim insanları, 2025-2030 dünya düzeni için dört senaryo geliştirdiler.

Tahminler çok uç -Küresel oyuncular arasındaki nükleer çatışmadan kalıcı ve istikrarlı bir barış tesisine.-

Senaryoların oluşumunda kilit rol, etki ve işbirliği düzeyi dünya sisteminin geleceğini belirleyen Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'e verilmiş.

Aynı zamanda olayların gelişmesinin başlangıç ​​noktası, ülkelerin koronavirüsün olumsuz etkilerinin üstesinden gelmedeki başarı derecesidir.

Aşı avantajı ülkelere küresel liderlik sağlar ve gelecekteki siyasi süreçleri şekillendirir. Diğer aktörlerin (Rusya, AB, Japonya, İran, Hindistan) etkisi uluslararası düzenin sistematik dönüşümü için önemli bir faktör olarak görülmekle birlikte yeterli değildir.

Peki, gelecek bizim için ne getirecek?

İşte senaryolar;

1. Senaryo: Kafatası ve kemikler (zayıf ABD ve zayıf Çin)

Belki de geleceğin en karanlık resmi. Uluslararası toplum Covid19 süreci ile küresel ekonomi krize giriyor ve hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pazarların çökmesine yol açıyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in küresel etkisi hızla düşüyor ve ülkeler kendi iç sorunlarında boğuluyor. ABD NATO ortaklarına güvenirken, Çin'in ana müttefiki Rusya’dır.

Siyasette milliyetçilik eğilimi hakimdir ve uluslararası işbirliği ve güven seviyesi sıfır olma eğilimindedir.

Dünya, biri nükleer savaşa yol açan yerel çatışmalarla kaplıdır. Bölgesel oyuncular arasında bir nükleer yarış başlar.

Sonuç olarak, 2030 yılına kadar jeopolitik durum, II. Dünya Savaşı dönemiyle karşılaştırılabilir düzeyde yüksek düzeyde bir istikrarsızlık ve çatışma ile karakterize edilir.

2. Senaryo: Yıldızlar ve çizgiler (güçlü ABD ve zayıf Çin)

2021'in başlarında, Amerika Birleşik Devletleri koronavirüsün aşısını geliştiriyor ve bunu dünyanın geri kalanına dağıtıyor.

Dünya ekonomisi iyileşiyor ve Birleşik Devletler ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda lider haline geliyor.

Aynı zamanda, Çin'in aşısı, ülkenin güvenilirliğini zayıflatarak sağlığa zararlı olduğunu kanıtlıyor.

Çin'in ekonomik büyümesi her yıl yüzde 3'e düşüyor ve toplumda protesto duyguları hüküm sürüyor.

Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri Asya-Pasifik bölgesindeki konumunu güçlendirerek dünya lideri statüsünü teyit ediyor.

NATO'nun rolü büyüyor ve salgın nedeniyle zayıflayan Rusya, Orta Doğu'daki durumu istikrara kavuşturmak için ABD ile yeni bir anlaşma imzalıyor.

ABD aynı zamanda, dünya sisteminin istikrarının garantörü olarak hareket ederek uluslararası terörizme karşı mücadeleye liderlik ediyor.

3. Senaryo: Yin ve Yang (güçlü ABD ve güçlü Çin)

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, küresel ekonomik iyileşmeyi hızlandıran koronavirüs aşıları geliştiriyor.

Ülkeler arasında ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda rekabet devam ediyor.

Kenara çekilmek istemeyen Rusya, askeri varlığını uzayda inşa ederek silahlanma yarışına giriyor.

Nihayetinde ülkeler, silahların kontrolü ve küresel güvenlik konusunda üçlü anlaşmalar yapıyorlar.

Amerika Birleşik Devletleri Hindistan ve İsrail ile işbirliğini artırırken, Çin Pakistan ve İran'ı destekliyor.

2020'lerin ortasında, dünya bir kuraklık dalgasıyla sarsılır ve küresel bir gıda ve göç krizine neden olur.

Buna karşılık, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, Karbondioksit (CO2) emisyonlarını azaltmak ve düşük karbonlu bir geleceğe doğru ilerlemek için küresel bir anlaşma başlatıyor.

İklim gündemi, küresel hâkimiyeti dünyada istikrar ve güvenliği sağlayan ülkeler için bir temas noktası haline geliyor.

4.Senaryo: Çekiç ve orak (zayıf ABD ve güçlü Çin)

2021'in başlarında Çin, koronavirüsün aşısını yapan ilk ülke olacak ve bunu Çin 5G ağları kurma hakkı karşılığında diğer ülkelerle paylaşacak.

Birkaç yıl içinde Çin, robotik, yapay zeka ve kuantum kodlama geliştiren küresel bir teknoloji lideri haline gelir.

2022'de ABD kendi aşısını geliştiriyor, ancak Çin, Rusya ve İran'dan gelen bir dezenformasyon kampanyası Amerikan vatandaşlarının güvenliğine olan güvenini baltalıyor.

Aşılamanın kitlesel olarak reddedilmesi nedeniyle, ülkedeki epidemiyolojik durum güç olmaya devam ediyor, ekonomik kalkınmayı baltalıyor ve hükümete karşı güvensizliği artırıyor.

2030'a kadar Çin’in askeri bir üstünlüğü var ve Asya'daki varlığını güçlendiriyor,

Japonya ile ABD'yi güvenilir bir müttefik olarak görmeyi bırakan bir anlaşma imzalıyor. Aynı zamanda Japonya ve Güney Kore nükleer silahların geliştirildiğini ilan ediyor.

Bu arada, ABD'nin küresel angajman seviyesi düşüyor ve ABD'nin müttefikler tarafından Çin 5G ağlarının kullanımına ilişkin korkuları nedeniyle NATO içindeki güvensizlik artıyor.

Çin'in büyümesinden korkan Rusya, Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu'daki etkisini artırmaya çalışıyor.

İran, Çin’in bölgedeki ana müttefiki olurken, Rusya, Türkiye ve Suudi Arabistan ile anlaşmalar yapıyor...

Aynı zamanda, ‘İslamist terörist gruplar’ bölgedeki Amerikan üslerine bir dizi saldırı düzenliyor.

2030'a gelindiğinde Çin, küresel düzeni kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirirken, zayıflamış bir ABD izole hale geliyor.

Bu ne demek?

Senaryo analizi şunu gösterdi:

Ülkelerin başarısı coronavirüs krizinin yanı sıra ekonomik ve teknolojik gelişme düzeyini, uluslararası arenada güçlerin belirleyici faktörler olacaktır;

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in temel etkisine rağmen, uluslararası sistem çok kutuplu kalacaktır.

Uluslararası sistemin en büyük istikrarı, ABD ile Çin arasındaki ekonomik ve askeri eşitliğe bağlı olarak sağlanacak.

Aynı zamanda, en az bir küresel liderin yokluğunda, jeopolitik durum istikrarsızlık ve çatışma ile karakterize edilecektir;

ABD-Çin ilişkileri rekabetçi olacak.

Ülkeler arasındaki güç eşitliği koşullarında seçim işbirliği mümkün olacaktır.

Rusya nasıl bir rol oynayacak?

Öngörülen ekonomik düşüşe rağmen, Rusya'nın eylemleri dünyadaki etki alanlarını genişletmeyi amaçlayacaktır.

Rusya-Çin ilişkileri dalgalanma ile karakterize edilecek ve Rusya'nın ulusal çıkarlarının sağlanması çerçevesinde gelişecektir.

Genel olarak, Rusya'nın dış politikası, ülkenin kendi çıkarları lehine güç dengesini değiştirmeye çalışacağı artışı artırmak için nüfuzunun derecesine göre belirlenecektir.

Bu nedenle, CSIS tahminlerine göre, dünya sisteminin daha da geliştirilmesi, dört gelecek senaryodan birinin mantığını izleyecektir.

Gelecekteki dünya düzeninin şekillenmesindeki kilit rol, küresel etki düzeyi koronavirüsle mücadeledeki başarı derecesine bağlı olacak olan Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'e aittir.

Ancak Rusya, yalnızca ulusal çıkarların rehberliğinde kendi etki alanlarını genişletmeye çalışacaktır.

CSIS raporunun tamamı : https://www.csis.org/analysis/four-scenarios-geopolitical-order-2025-2030-what-will-great-power-competition-look

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.