O'nun (sav) merhameti, Lale ile birleşti

Diyanet İşleri, Kutlu Doğum Haftası kapsamında bu yılın temasını ''Merhamet'' olarak belirledi.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özavşar, dünyada bir yandan obeziteden bir yandan da açlıktan hayatını kaybeden insanlar bulunduğuna dikkati çekerek, ''Zenginliğimiz, refahımız, bilim, teknoloji gibi kazanımlar bize insanlığımızı unutturmamalı. Aslında özümüzde var olan insani duyguları yok etmemeli'' dedi.

Özavşar, Diyanet İşleri Başkanlığının her yıl Kutlu Doğum Haftası kapsamında Hz. Peygamberin mesajlarını kitlelere en güzel şekilde iletecek bir tema belirlediğini hatırlatarak, bu yılın temasının de ''Merhamet'' olduğunu belirtti.

Günümüzdeki şiddet sarmalı ve modern zamanlardaki sorunlar nedeniyle merhamet temasına dikkati çekmek istediklerini ifade eden Özavşar, Türkçe'de merhamet denince acımanın akla geldiğini, ancak İslam kültüründe bu kavramın daha derin temelleri bulunduğunu söyledi.

Müslümanların geleneğinde, Kur'an ve hadisler ışığında merhametin varlığa karşı zihinsel, hissi, etik ve ahlaki bir durumun anlatıldığını kaydeden Özavşar, Merhamet temasının bu anlayışın toplumda yeniden canlandırılması için seçildiğini anlattı.

İnsanların rahmet ve merhamet bağıyla kainattaki her şeyle bağlantılı olduğunu anlatan merhamet kavramının, yaratılanlarla ilişkinin belirleyici unsurlarından biri olduğunu vurgulayan Özavşar, merhametin ilişkilerdeki ahlaki esası teşkil ettiğine dikkati çekti. ''insanların içindeki rahmeti harekete geçirdiğinde daha bir dirlik kazanırız, var olmanın anlamını idrak etmiş oluruz. Birbirimize karşı daha bir anlayışla, daha bir sevgi dolu olmuş oluruz. Şiddetten, ötekileştirmeden, baskıdan uzak kalabiliriz'' dedi.

Günümüzde yaşanan sorunların insan kaynaklı olduğuna işaret eden Özavşar, dolayısıyla çözümlerin de insanda olduğunu vurguladı. Özavşar, şunları kaydetti:

''Modern zamanda yaşayan insanlar olarak çok büyük kazanımlara sahibiz. insanların eliyle ürettiği teknoloji, bilim, gelişmeler sayesinde insanlığın gurur duyduğu büyük kazanımlar elde ettik. Fakat bu kazanımların bir kısmının bize maliyeti oldu. Bir araç medeniyeti ortaya çıktı. Dünyada bir yandan obeziteden bir yandan da açlıktan hayatını kaybedenler var. Zenginliğimiz, refahımız, bilim teknoloji gibi kazanımlar bize insanlığımızı unutturmamalı.

Aslında özümüzde var olan insani duyguları yok etmemeli. Bugün Türkiye'de hemen hemen her gün bizi üzen, kederlendiren, içimizi burkan haberler görüyoruz okuyoruz. Bunun gerisinde bir şiddet var. Şiddet, acımasızlık, hırs, kin, ihtiras, kendini kaybetme, kontrolden çıkma ve sahip olduğu imkanları, gücü ötekinin aleyhine kullanma, birinin hayatına kıyma gibi pek çok hadiseler görüyoruz. Bunlar insandan kaynaklanıyor.

Burada demekki insanı şiddete iten unsurlar var. Bunun önlenebilmesi öncelikle şiddeti fark etmekle mümkün olur. Şiddeti ortaya çıkaran unsurları fark etmekle olur. İnsanlar merhamet yüklü olursa, bir çiçeği ezmekten korkar, merhametli olursa bir kediyi aç bırakmaktan çekinir. Yanındaki açken kendisi tıka basa doymaktan çekinir. Bu merhamat duygusundan kaynaklanır. O bakımdan farkındalığı meydana getirmek, günümüzde ortaya çıkan şiddete dikkat çekmek gerekiyor.''

''ŞİDDET SİSTEMATİK OLARAK ÖĞRETİLİYOR''

Şiddetin artması ve yaygınlaşmasında eğitim süreçlerinin, ailenin, sosyal paylaşımın, gelir adaletsizliğinin, istihdam politikalarının, göçe zorlanmanın, mega kentlere gitmenin, bu kentlerde yeni hayata uyum sağlayıp sağlayamamanın, kentsel ölçekte gelişen hadiselerin ve medyanın da rolü bulunduğuna işaret eden Özavşar, dijital çağda çocukların sık sık zaman geçirdiği bilgisayar oyunlarının şiddet içerdiğine dikkati çekti. Özavşar, bu oyunlarla sistematik olarak çocuklara şiddet yüklendiğini, öğretildiğini söyledi.

''Şiddeti biz üretiyoruz insanlar olarak, toplum olarak. Buna karşı toplam çözüm aramak lazım'' diyen Özavşar, tek bir kurumun, müessesenin ya da ferdin bunların üzerinden gelmesinin mümkün olmadığını, yaygın bir farkındalığın gerektiğini dile getirdi. Özavşar, ayrıca geleneksel değerlerle manevi esasların devreye konulmasının önemine dikkati çekti.

En fazla şiddete maruz kalan kesimlerin kadınlar olduğunu belirten Özavşar, savunmasız, korunmasız insanlara yönelik şiddete daha çok dikkat çekilmesi gerektiğini ifade etti. Özavşar, ''Sadece insanlık değil, bütün varlık merhamet üzerine kuruludur. Merhamet bittiğinde hayat biter. Merhamet var ki biz hayatı paylaşıyoruz'' diye konuştu.

MERHAMET SEFERBERLİĞİ

Her yılki Kutlu Doğum Haftası temasının bir logoyla temsil edildiğini, bu seneki logonun da ''lale'' olduğunu anlatan Özavşar, Lale'nin Allah ismini temsil eden bir sembol olduğunu kaydetti. İçerisine de Arapça olarak Hazreti Peygamberin ismi ile Merhamet'in baş harfi olan mim harfini karşılıklı koyan bir figürü belirlediklerini anlatan Özavşar, ayrıca hafta dolayısıyla ''Hazreti Peygamber ve Merhamet Eğitimi'' ile ''Merhamet Öyküleri'' isimli kitaplarının basıldığını ve merhamet temasını işleyen ayetlerle, hadislerin bulunduğu kartelalar hazırladıklarını bildirdi.

Kutlu Doğum etkinliklerinin açılışının İstanbul'da Sinan Erdem Spor Salonu'nda 14 Nisan akşamı yapılacağını hatırlatan Özavşar, Ankara'da da 29 ilim adamının katılımıyla bir sempozyum düzenleneceğini söyledi. 16 Nisan'da Diyarbakır'da, 17 Nisan'da Trabzon'da, 20 Nisan'da da Mersin'de çeşitli etkinlikler gerçekleştirileceğini anlatan Özavşar, yurt dışında da çeşitli bilimsel konferanslar düzenleneceğini söyledi. Özavşar, böylece bir merhamet seferberliği başlatmayı planladıklarını anlattı.

Haber 7
 

İslam Haberleri