Risale Haber-Haber Merkezi
Son Şahitler'den Ahmet Özyazar anlatıyor:
(Emekli hava astsubayı.)
"Afyon mahkemesine gitmiştik. Abdurrahman Şeref Lâç da müdafaa için gelmişti. Oradan da araba tutarak beraberce Üstadın yanına gittik. Üstadı alarak Afyon'a döndük. Resmî elbiseli bir havacı, Üstadın koluna girdi. Diğer koluna da ben girdim. Ben de resmî idim. Bunun üzerine ortalığı yaygaraya vermişlerdi. 'Ordu Bediüzzaman'a hizmet ediyor' v.s. diye.
"Bahçeden mahkeme salonuna vardık. Biz farkında değiliz, taharrî memurları da bizi takip ediyorlarmış. Birisi Merkez Komutanlığına telefon ederek bizi ihbar etmiş.
"Salonda Üstadın oturması için sandalye aradık. Kapıcılar, müstahdemler yer vermedi. Biz kendimiz araştırıp, bir sandalye bulduk. Hakim kapalı celse kararı vermişti, içeri kimseyi almıyorlardı.
"Muhakeme esnasında şöyle bir hadise cereyan etmiş: Hakim teker teker bütün maznunların mahkûmiyetleri olup olmadığını soruyormuş. Sıra Üstada gelince şöyle bir muhavere geçmiş.
"Reis: 'Mahkûmiyetiniz var mı?'
"Üstad: 'Yirmi sekiz senedir, zulmünüzün mahkûmuyum.'
"Bunun üzerine reis, telâşla kâtibe emretmiş:
"Yaz, yaz. Mahkûmiyeti yok, yaz.'
(Son Şahitler, Necmeddin Şahiner)