Cumali Önal'ın haberi
Filistinliler, izleyecekleri akıllı politikalarla İsrail'i çok zor durumda bırakabilir. Bunun başında da şüphesiz Hamas ve diğer Filistinli grupların bir an önce terör eylemlerini reddetmesi ve İsrail ile masaya oturmaya razı olması geliyor. El Fetih ve Hamas'ın, aralarındaki sorunları çözerek İsrail'in karşısına daha güçlü bir şekilde çıkmaları gerekiyor.
On yıllardır Ortadoğu'da demokrasiye vurgu yapan Amerikan yönetimleri aslında el altından ve kimi zaman da açıkça 'ılımlı rejimler' olarak adlandırdığı otokratik rejimlerin ayakta kalması için çabaladı. Aynı 'ikili' politika yarım yüzyıldan fazla bir süredir Filistin için de sürdürülüyor. Barack Obama da dahil Amerikan başkanları, Filistin sorununu çözme vaadiyle göreve başlıyor ancak statükoyu değiştirecek adımlardan ya kaçınıyor ya da kaçınmak zorunda kalıyor.
2009 yılında Obama, seçim kampanyası sırasında ABD askerlerini Irak ve Afganistan'dan çekeceğini duyurmasının yanı sıra Filistin sorununu çözeceğini de vaat etmişti. Göreve başladığında bunun için güçlü bir irade de ortaya koydu. Ortadoğu barış sürecinin önündeki en önemli engel olarak gösterilen Yahudi yerleşim birimi inşaatlarının dondurulması için İsrail'e ciddi bir baskı uygulamaya başladı.
Ancak tam o sırada Obama sağlık reformunun Kongre'den geçmesi için adeta 'ya sağlık reformu ya yerleşimler' kampanyalarıyla karşı karşıya bırakıldı. İsrailli liderler, Binyamin Netanyahu'ya açık bir tavır takınan Obama'yı bu konuda tehdit etmekten dahi çekinmedi. Ve geçtiğimiz yıl eylül ayında bölgedeki barış umudu yeniden söndü, İsrail de yerleşim birimi inşaatlarına kaldığı yerden devam etmeye başladı.
Obama'nın barış süreci ile ilgili Perşembe günü yaptığı açıklama, aslında daha önceki ABD başkanlarının sözlerinin bir 'kopyala-yapıştır' versiyonu. Tek fark '1967 sınırları içinde bir çözümden' açıkça bahsetmesi. Oluşturduğu statükonun sözlü olarak dahi delinmemesi için olağanüstü bir hassasiyet gösteren İsrail, bu sözü adeta savaş ilanı sayıp Obama'ya sert tepki gösteriyor.
Aynı şekilde açıklamasında Libya, Yemen ve Suriye için demokratik gereklerden bahseden Obama'nın, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinden hiç bahsetmemesi, Bahreyn için diyalog çağrısında bulunması da ABD'nin bölgeye ve Filistin'e bakışının değişmediğini gösteriyor. Bu saatten sonra artık iş Filistinlilere düşüyor. Kahire'nin ardından üç gün boyunca Moskova'da uzlaşma görüşmelerini sürdürecek olan El Fetih ve Hamas'ın, bir an önce aralarındaki sorunları çözerek İsrail'in karşısına daha güçlü bir şekilde çıkmaları gerekiyor.
Ortadoğu'daki otokratik rejimlerin yanı sıra Filistinliler arasındaki parçalanmışlığı çok iyi bir şekilde kullanan İsrail'in hayatiyet alanı gittikçe daralıyor. Filistinliler izleyecekleri akıllı politikalarla İsrail'i çok zor durumda bırakabilir. Bunun başında da şüphesiz Hamas ve diğer Filistinli grupların bir an önce terör eylemlerini reddetmesi ve İsrail ile masaya oturmaya razı olması geliyor. Bölgeyi kasıp kavuran demokratik süreçten İsrail'in kaçması artık çok zor. Bölgenin tek demokratik olmayan rejimi olarak kalmaya aday İsrail'in bir an önce oyalama taktiklerini bırakması ve barışa niyetlenmesi gerekiyor. Barışın da artık olmazsa olmazı Yahudi yerleşim birimi inşaatlarının durması ve İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmeyi kabul etmesi.
Zaman