Vergi adaletsizliğinin bir yüzü daha ortaya çıktı. Hürriyet yazarı Şükrü Kızılot, "oruç tutma vergisi" ne dikkat çekti.
İşte oruç tutma vergisi:
Ramazanda oruç tutan işçilere, işyerinde yemek yedirilemediği için nakit olarak yemek parası ya da (un, şeker, yağ, pirinç gibi) erzak veriliyor.
Bu nakit para ya da erzakların KDV dahil bedeli, "ücret" olarak kabul ediliyor ve hem gelir vergisine hem de damga vergisine tabi tutulması gerekiyor. Buna karşılık, oruç tutmayan işçilere, işyerinde yemek verilmesi durumunda, bu yemeklerin bedeli, hiçbir vergiye tabi değil (Bakınız Gelir Vergisi Kanunu, Md.23/8).
Oruç tutanlara, ramazan ayında verilen yemek parası tutarı ya da erzağın bedeli, işçinin o ayki ücretine eklenmek suretiyle, "artan oranlı tarifeye göre" gelir vergisine tabi tutuluyor.
Eylül ayında işçilere ödenen ücretlerin tutarı, genellikle vergi tarifesinin ikinci ya da üçüncü dilimine girdiği için, gelir vergisinin oranı da yüzde 20 ya da yüzde 27 olur.
Hürriyet