Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gönül Güreşsever Cantay, Trakya Üniversitesi (TÜ) ev sahipliğinde düzenlenen ''23'üncü Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu''nda yaptığı "Edirne Saray Kazıları" sunumunda, Edirne Sarayı'nın önemi ve burada yapılan kazı çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi.
Temeli 1450 yılında 2. Murat döneminde atılan Edirne Sarayı'nın Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi padişahlara ev sahipliği yaptığını anlatan Cantay, Osmanlı sarayının tarihsel olarak öneme sahip olduğunu söyledi.
Osmanlı Devleti'nin büyüme projelerinin Edirne Sarayı'nda şekillendiğini vurgulayan Cantay, şunları kaydetti:
"Balkanlar'ın önemli bir bölümünü oluşturan Trakya, Doğu Avrupa arkeolojisinde ve etnolojisinde önemli bir yere sahiptir. Trakya'nın önemi, Osmanlı Devleti'nin batıda ve doğudaki gelişme sürecinde başkentinin Edirne olmasıyla daha da artmıştır. Edirne Yeni Sarayı, Osmanlı Devleti'nin gelişme projelerinin üretildiği mekan olarak önemli bir yere sahiptir. Trakya'da Orta Çağ'ın sonlarında Yeni Çağ'ın başlarında 2. Murat tarafından önemli bir saray külliyesi olarak yaptırılan Edirne Sarayı, tarihi önem taşıyor. Bu önemli sarayın yeri 2. Murat tarafından özenle seçilmiş ve temeli atılmıştır. Yapımına 1450 yılında başlanan saray, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1475 yılında tamamlanmıştır. Edirne Yeni Sarayı 19. yüzyıla kadar kullanılmış ve yaşatılmış ancak bir talihsizlik sonucunda patlatılarak imha edilmiştir."
Edirne Sarayı'nın gün yüzüne çıkarılması için çalışmaların 1999'da başlatıldığını anımsatan Cantay, bu kapsamda ilk olarak saray mutfağında (Matbah-ı amire) kazılar yürütüldüğünü ifade etti.
Cantay, 1999'dan bugüne kadar yapılan çalışmalarda Osmanlı Dönemi'ne ait pek çok bulguya rastlandığını dile getirdi.
Edirne Sarayı
Tunca Nehri kenarına kurulan Edirne Sarayı'nın yapımına, 2. Murat'ın emriyle 1450 yılında başlandı. Topkapı Sarayı'na benzer bir yerleşim planına sahip Edirne Sarayı, büyük meydanlar etrafında konumlanan değişik işlevli yapılarıyla Türk saray mimarisinin genel karakterini yansıtıyor.
İnşasının ardından Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşı gibi pek çok önemli olaya tanıklık eden saray, Osmanlı-Rus Savaşı'nda önemli oranda tahrip edildi.
Savaş sırasında cephanelik olarak kullanılan saray, Edirne'nin istila edileceği ve cephanenin Rusların eline geçebileceği düşüncesiyle dönemin Edirne Valisi Cemil Paşa'nın emriyle havaya uçuruldu.
Saraydan bugüne mutfağı, Babüssade, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Fatih Köprüsü, Adalet Kasrı, Kanuni Köprüsü, Su Maksemi, Şehabeddin Paşa Köprüsü, Namazgahlı Çeşmesi, Av Köşkü gibi yapıları ulaşabildi.
Alanda yapılan son kazı çalışmalarında ise sarayın dış duvarlarını çevreleyen ve "Demir kapı" diye adlandırılan alan ve kum meydanı gün yüzüne çıkarıldı.
Osmanlı dönemi kanalizasyon sistemi, saray mutfağına ait araç gereçlerin yanı sıra Hürrem Sultan'ın kullandığı parfüm şişelerinin de bulunduğu Edirne Sarayı kazı alanının, ören yerine dönüştürülerek koruma altına alınması çalışmaları da sürüyor.
AA