Risale Haber-Haber Merkezi
Abdullah, Harvard Üniversitesi’nde gündeme gelen Bediüzzaman'ın görüşleriyle ilgili programın ayrıntılarını bugünkü köşesinde de yazdı.
Tabiat Risalesi merkezli anlatımın ardından ikinci gün de Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili kitap tanıtımı ve imza merasimi düzenlendi.
Yazısı şöyle:
1. gün konuşma yapanlardan dört yazarın illiyetçilikle ilgili olan kitaplarının tanıtımı yapıldı. Seçilen dört kitaptan biri olan Dr. Hasan Horkuç ve Dr. Colin Turner’ın Oxford Üniversitesi Yayınevi’nce basılan “İslam Medeniyetinin Yapımcıları: Said Nursi” başlıklı kitabın nasıl yazıldığını ve tanıtımını Hasan Horkuç yaptı. Bu mânâda Horkuç, Oxford Üniversitesi yayın heyetinden böyle bir teklif ilk geldiğinde kendilerine Oxford Üniversitesi yayınevinin ‘İslam Medeniyetinin Yapımcıları’ başlıklı bir külliyat yayınlayacaklarını ve 25 tane İslam alimi seçtiklerini, bunlardan birinin de Said Nursi olduğunu ve bu kitabı da onların yazması teklifi yapıldığını söyledi.
Sonrasında kitap için Bediüzzaman Hazretleri’nin söyleminde nelerin öne çıktığıyla ilgili bir tarama yaptıklarını ve bu konuların neler olduğunu kısaca anlattığı konuşmasında şunlar öne çıktı.
Bediüzzaman’ın söylemindeki en önemli vurgunun iman olduğu ve tarihî mânâda dönemindekilerin İslamcı denilen siyasi İslam söylemleriyle öne çıktıklarını, ama Nursi’nin İslamcılık kalıpları dışında ferdi odaklayan iman eksenli fertten topluma doğru aşağıdan yukarıya yenilenme eksenli sosyal bir söylem geliştirdiğini vurguladı. Kitapta, Risalelerin ana temaları olarak altı konuyu öne çıkardıklarını ama bunların yanında Risalelerin kültürel, siyasal ve sosyal birçok yönleri olan 6.000 sayfalık tematik bir tefsir olduğu vurgusunun yapıldığını anlattı.
Altı ana temaya gelince ilk olarak 1.temanın, ‘Esmâ-yı Hüsnanın ve tefekkürün’ öne çıktığı ve Bediüzzaman’ın anlayışında şehadet aleminin ‘gizli hazine’nin bilinmesinde ve zikredilmesinin Cenab-ı Hakk’ın güzel isimleri ile olacağı ve bu Esmâ-i Hüsnâ’yı anlama ve bu zikri yapmada en erk-yetkili varlığın insan olduğunun anlatıldığı ilk bölümün bu konuya ayrıldığını söyledi.
Sonraki 2. temanın ‘emanet’ konusu ve buna bağlı olarak ‘ene’ye ayrıldığını söyledi. Ene’nin bu manada bir ölçü aleti ve anahtar olmak üzere birçok fonksiyonu olduğu ve yaratılışın sırlarını çözebilecek Hz. Âdem’e (as) öğretilen isimlerin okunması vazifesini görecek bir ölçü aleti vazifesi gördüğünü anlattı.
Kitaptaki 3. ana tema ‘manayı harfi ve manayı ismi’ olarak seçildi. 4. tema ise ‘esbab’ olarak seçilen kitapta Bediüzzaman’ın diğer bir veciz ifadesi “Evet, izzet ve azamet isterler ki esbab perdedarı desti kudret ola, aklın nazarında; tevhid ve ehadiyet isterler ki, esbab ellerini çeksinler tesiri hakikiden” hakikatinin anlatıldığı ve dahi bir diğer veciz sözle ifade bulan “Sebepten müsebbebin icadına kadar o derece uzaklık var ki, en büyük bir sebebin eli, en ednâ bir müsebbebin icadına yetişemez. İşte, sebep ve müsebbep ortasındaki uzun mesafede, Esmâ-i İlâhi’ye birer yıldız gibi tülû eder” hakikatlerinin anlatıldığı söylendi.
5. temanın kelime-i şehadetin iki kısmının birbirinden ayrılamayacağı ve 6. temanın da “Kâinat kapıları zâhiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır”a ayrıldığı ifade edildi. Bediüzzaman’ın ferd olarak içeride ve dışarıda iki düşman tanımladığını; bunların içeride ‘ene’, dışarıda ‘tabiat’ olarak adlandırdığı ifade edildi. Daha sonra Bediüzzaman’ın söyleminde manevi cihadın ne mânâya geldiğini anlatan Dr. Horkuç, İslam dünyasının üçüncü büyük düşmanı olarak, cehalet, fakirlik ve ihtilafla mücadeleye karşı savaşmaları ve bunu da ilim, medeniyet, endüstri ve ittifakla yapabileceklerini arz etti ve bir manada maddi kılıcın kınına girdiğini söyledi. Dr. Horkuç, konuşmasını Prof. Thomas Michel’den bir alıntıyla, Bediüzzaman’ın ehli kitabın ortak düşmanları olan saldırgan ateizme (ki vicdanı umumiye zarar veren) karşı birlik ve beraberlik içinde olmaları gereğini vurguladı.
Katılanlardan ve dinleyenlerden çok güzel yorumlar aldığını belirten Horkuç, dünyanın meşhur üniversitelerinde çalışan profesörlerinden Bediüzzaman’ın bu önemli söyleminin gelip anlatılmasıyla ilgili davetler aldığını arz etti.