Emekli Özel Kuvvetler Albayı Abdülkadir Uğurlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "İlk atılan grubuz biz. Bir kısmı yüz kızartıcı suç nedeniyle atıldı. Geriye kalanı ise namaz abdest sahibi insanlardı. Nur talebelerinden atılan vardı. Sonradan değişik bir grup olduklarını öğrendiğimiz şahıslardan atılan olmadı." dedi.
Uğurlu, irticai faaliyetten orduyla ilişkisinin kesilmesi ve askeri lise döneminden itibaren karşılaştığı FETÖ yapılanması hakkında AA muhabirine açıklamada bulundu.
Yetiştirilme tarzında şehadet olgusu olduğunu dile getiren Uğurlu, "İnanan insanların gönlünde yatan ölüm şekli şehadettir. Bizde de böyle bir anlayış vardı ve asker olmaya böyle karar verdik. Namazımı askeri liseden itibaren hiç saklamadım. Kuleli Askeri Lisesi'nde o zamanlar mescit yoktu. Harp Okulu ve görev yaptığım kıt'a da dahil olmak üzere ibadetimi hiç saklamadım." dedi.
Uğurlu, başarılı bir kıt'a kariyeri sürdüğünü anlatarak, sicillerinin yüksek olduğunu ve erken terfiyi hak ettiğini söyledi.
"Saklanmamız lazım' derlerdi"
Üç yıl Sarıkamış'ta görev yaptıktan sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda askerlik hayatına devam ettiğini anlatan Uğurlu, şunları söyledi:
"İlk zamanlar FETÖ veya Fetullah Gülen'in ayrı bir yapı olduğunu hiç kimse fark etmiyordu. Nurcu diye adlandırılıyorlardı. Nur talebelerinin ekibi veya grubu diye bakılırdı. Namaz kılmazlardı. Kılanlar gizli veya imayla kılardı. Tuvalette abdest alırlardı. Ben kızardım onların bu hallerine. Onlar da 'Saklanmamız lazım, atarlarsa ne yaparız' gibi şeyler söylerlerdi. Duvardan teyemmüm yaparlardı. Onları Fetullah'ın grubu diye adlandırmak aklımızın ucundan geçmezdi. 1996'da Nur talebesi bir büyüğümüz, Gülen hakkında 'Boynu altında kalsın. İslam'a onun verdiği zararı Firavun veremezdi.' dedi. O dönemden sonra bunların hareketlerine baktım. Çok elim ve vahim durumdaydılar."
Uğurlu, 1995 Aralık ayında irticai faaliyet nedeniyle ordudan emekli edildiğini aktararak, "İlk atılan grubuz biz. Bir kısmı yüz kızartıcı suç nedeniyle atıldı. Geriye kalanı ise namaz abdest sahibi insanlardı. Nur talebelerinden atılan vardı. Sonradan değişik bir grup olduklarını öğrendiğimiz şahıslardan atılan olmadı. İnançlı insanlar TSK'dan atılırken, FETÖ mensuplarından atılan duymadık." dedi.
FETÖ yapılanmasının darbe girişimi yapmasını beklediğini dile getiren Uğurlu, örgütün silahlı kuvvetler içerisinde güçlü bir yapılanmaya sahip olduğunu söyledi.
Uğurlu, FETÖ'nün dış yardım olmadan darbe girişiminde bulunamayacağına ilişkin genel bir kanı olduğunu anlatarak, "Bunların bu derecede acımasız, zalim ve fütursuzca, inançla, dinle ve diyanetle bağdaşmayan bir şekilde hareket etmeleri bizi hayretlere düşürdü. Ama şanlı milletimiz buna karşılık verdi. Hiç bir dış müdahale olmaksızın herkes sokağa döküldü. Herkes birbirini ikaz etti. Halkımızın bu birlikteliği beni ağlattı. Halkımı çok seviyorum." diye konuştu.
Söz konusu darbe girişimi nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin adının lekelenmemesi gerektiğini belirten Uğurlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bundan önceki darbelerde TSK topyekun hareket ederek milletin hürriyetini iğfal etmişti. Bunda ise birtakım azınlık girişimde bulundu. Geriye kalanlar da onlara karşı çıktı. Şanlı ordumuzun şerefli mensuplarının çoğu bu işe tevessül etmediler. Ordu bizim şanlı ordumuzdur, o askerler de hala Mehmetçiktir. Onların başımızın üzerinde yeri vardır. O şerefsiz ve haysiyetsiz grubu tel'in etmekle, onlara karşı durmakla vazifemi yaparım. Bu sefer iyiler ve kötüler birbirlerinden ayrıldılar. Tek sıkıntı o şerefsizlerin silahlı kuvvetler üniforması giymesiydi. TSK'nın şerefinin ayaklar altına alındığını söyleyenler, darbenin başarısız olmasına üzülenlerdir."
aa