Sen, bana karışamazsın! İstediğimi yaparım! Ben özgürüm! Bu sözleri öğretmenine veya anne babasına söyleyen bir çocuk-genç hayal edin. Aslında hayal etmemize gerek yok. “Zaten her gün karşılaşıyoruz hatta bir tane de bende de var” diyebilirsiniz. Bu tür sözleri söyleme cesareti gösteren özgür gençlerin hiç biri özgür değil aslında. Özgürlüğün sınırları gayet nettir. Özgürlük “İnsanın ne kendisine ve ne de başkasına zarar vermemesidir.” Eğer genç yaptığı eylemlerle çevresine zarar veriyorsa özgür müdür? Veya kendine zarar veriyorsa ne kadar özgürdür?
Özgür olmak kul olmaktır. İnsan ne kadar Allah’ın kulu olduğunu idrak ederse o kadar özgürdür. Özgürlük ile kulluk arasında doğru bir orantı vardır. Allah’a kul olan bu dünyada özgürdür. Özgürlüğün temelinde iman vardır. İmanın derecesi ne kadar yüksekse özgürlük de bir o kadar parlar.
Eğitimin bir görevi de özgür ve hayatı sorgulayan bireyler yetiştirmektir. Aile de çocuklarını özgür yetiştirmelidir. Teoride olan budur. Ama pratik de durum hiç de öyle değildir. Eğitim sistemimiz özgür bireyler yetiştirmekten oldukça uzaktır. Hatta çocuk ve gençlerimizin önünde büyük bir engeldir bana göre. Eğitim sistemimiz, bireylerin Rableri ile ne zaman bağını kuvvetlendirmeye yönelik adımlar atarsa ancak o zaman özgürlük konuşulabilir. Eğitim sistemimiz kendini bu noktada yeniden yapılandırmalıdır. Seküler eğitimden yana tavrını belirleyen eğitim sistemimizden yetişen bireylerin özgürlük anlayışı ortadadır. Farklı düşünen gençlerimiz aynı ortamda sakince fikirlerini söylemekten uzaklar. Birbirlerine zarar verme eğilimindeler. Güçlü olan zayıf olanı ezme derdinde.
İslam ülkelerinin günümüzdeki durumu da buna en güzel örnek olsa gerek. Müslüman toplumlar özgür düşünemedikleri için üzerinde oynanan oyunları göremiyorlar. Eğer İslam toplumları gerçekten özgür olsalardı ya da Rablerine gerçekten intisap etselerdi bu durumlar yaşanır mıydı? Elbette ki yaşanmazdı. İman gözlerini açar onları özgür kılardı. Nerede özgürlük yoksa orada iman zaafiyeti olduğu aşikardır.
Çocukların ilk özgürlük tohumları ailede atılır. Okulda, çevrede gelişir, şekillenir. Aile çocuklarına Allah’a kul olmayı, Allah’tan başkasının minneti altına girmemeyi öğretirse bu tohumlar iyi atılmış olur. Eğitim sistemimiz de bunu yeşertecek adımlar atarsa özgür bireylerden oluşan bir toplum meydana gelir. Birey ve toplum olarak o zaman dünyaya değil kâinata meydan okuyabiliriz. Tabi bu meydan okumayı istemeyenler eğitim sistemimizin üzerinde çalışmalarını sürdürmekte, şu an için onlar galip gözükmektedirler.
Son olarak özgürlüğü kul olmakla eşdeğer gören, ekmeksiz yaşarım ama özgürlük olmadan yaşayamam diyenler biraz daha gayret etmelidirler.
Çocuklarımızı ve gençlerimizi Rablerinden uzak yetiştirmeyi hedef alan eğitim sisteminden koruyabildikleri kadar korumalıdırlar.