Hürriyet kelimesi yerine kullanılır oldu özgürlük. Orijinal kelimeyi kullanmak daha fazla sıcak geliyor ama çocuklarımızla, gençlerimizle iletişim için bu şeklini kullanıyoruz.
Bundan on sene kadar önceydi. Oğlum lise öğrencisi iken “vesile” kelimesini kullandığı için öğretmeni “nerden öğrendin bu Osmanlıca kelimeyi?” diye sormuş. Çocuğum da bana sordu “bu kelime eski mi baba?” diye. Anlayın dildeki aşınmayı.
Bu konu bam telime dokunuyor. Yazılacak söylenecek çok şey var ya… Neyse…
“Özgürlüksün Ey İman” yeni çıkan bir kitabın adı. Merak Yayınlarının ikinci kitabı. Hüseyin Kara’nın en son eseri. Yasem yayınları arasında çıkan eserlerinden, “Yazma Motivasyonu” konulu seminerlerinden, köşe yazılarından tanıyoruz. Yeni Eğitim Dergisi’nin editörlüğünü yürütüyordu.
Bu bir kitap tanıtım yazısı değildir.
Kitabı okuyan birinin duygularını paylaşımıdır. İstifade ettiğim, hoşuma giden, başkalarının da okumasını arzu ettiğim kitaplardan bahsetmek öteden beri gelen bir âdetimdir. Hangi yazar, yayınevi, yerli yabancı fark etmez, okur okumaz bir şeklide hissiyatımı paylaşırım. Bu yazı da öyle bir şey.
“Özgürlük veya Hürriyet” sihirli ve sıcak bir kelime
Üstad Bediüzzaman’ın Münazarat eserinde üzerinde özellikle tahşidat (vurgu) yaptığı hürriyet konusunda can alıcı cümle bir soruya verdiği cevaptır.
İman kuvveti nispetinde hürriyet parlar diyor. Allah’a gerçek abd (kul) olan başkasına kul olmaz diyor. Sonsuz güç ve kudret sahibi Allah’a inanan, güvenen, dayanan kişi hiçbir şeyden korkmaz.
İşte bu kitap iman gücünün nasıl özgür olmayı sağladığını tarihten yaşanan örnekleri ile pratiğini anlatıyor.
Sahabe hayatından özgürlük levhalarında örnekler var.
Evet sahabeye hiç kimse yetişemez. En büyük kutup mertebesindeki insanlar dahil…
Asr-ı saadetten, Peygamberimiz (asm) zamanında ve sonrasında, sahabelerinin iman imtihanlarını, ne çetin zorluklar yaşadıklarını, gerçek özgür insanların sahabelerin olduğu özgün bir üslupla anlatılmış.
O kadar güzel tasvir edilmiş ki, sanki kamera ile canlı çekimin aktarılması tadında anlatılmaktadır.
Bundan 30-35 yıl kadar önce Ahmet Şahin hocamızın “Tarihin Şeref Levhaları” adındaki kitabını okurken göz yaşlarım sel olmuştu. Çok heyecanlanmış ve etkilenmiştim. Henüz lise yıllarımdı. Bu kitap da aynı hislerimi depreştirdi
Sebat, metanet, feragat derslerini, örneklerini en güzel şekilde sahabelerin verdiğini yaşar gibi okumak lazım.
İçinde bulunduğumuz günümüzde imkânlar, lüks hayat şartlarına göre kıyaslanacak olursa, iman ve Kur’an hizmetindeki himmet, hamiyet, fedakarlık ters orantılı maalesef. İmkânlara göre ortaya konulan hamiyet, hizmet motivasyonu ne durumda acaba?
Performansımızı kıyaslayarak ölçecek olsak çok düşük olduğu görülecektir.
Sahabeye yetişilemeyeceğini biliyoruz. Niçin?
Çünkü onlar iman ve İslâmiyetin ne dünyevi ne de uhrevi harika hâllerin sonuçlarını görmemişler. Buna rağmen öyle bir iman ki, hayatını seve seve verebilen, şehadet için yanıp tutuşan, imana, Kur’ana, Allah’ın dini için hizmet aşkının derecesini tahayyül etmek bile çok zor. Bu zamanda ise rahatımızdan ne kadar fedakârlık yapabiliyoruz?
Şevk, heyecan, motivasyon, dava şuuru için “Özgürlüksün Ey İman” eserinin mutlaka okunmasını hararetle tavsiye ediyorum.
Özgürlük kavramının basit, içi boş slogan ifadelerin ötesinde anlamak için okunması lazımdır.
Kendimizi sorgulamak, nefis muhasebesi yapmak, görevlerimizi hakkiyle yapıp yapamadığımızı mihenge vurabilmek için okunması gerekiyor.
Ülfet perdesinin kaldırılabilmesine vesile olması için okunmalı.
Muhterem Hüseyin Kara ağabeyimizi bu özgün eserinden dolayı tebrik ediyor, devamını temenni ediyorum.
Kitaba ulaşmak için TIKLAYINIZ