Ramazan bayramından yeni çıkmıştık... Ramazanın ruhlara bıraktığı zinde müminlik, aciz ve fakir bir kul olduğumuzu zerrelerimize kadar sindirterek veda edişi inananları hüzünlerin orta yerine bırakmıştı… Oruç itaatinin mükâfatı olan bayramının sonrasında, tanklar ortaya çıktı… Aslında düzenbazlık mizanseni olan ayakkabı kutularından, tanklar çıkarmıştı… Ayakkabı kutuları ile yıkamadıklarını tanklarla devirmek istemişlerdi…
Oruç ve ibadetle geçen ramazan ulvi şeyler kazandırmıştı… Allah, milletimize başka manevi rütbeler daha takmayı murat etmişti, bir imtihana daha tabi tutmuştu; sadakat imtihanı… 12 saat süren, sadakat orucunun İftarı, dünyayı şok eden kardeşlikle gerçekleşmişti. Ortalık aydınlanırken, gerçekler dünyanın yüzüne kocaman bir şamar olmuştu… Okunan selalar birliğe sağlam halatlar olmuş, yürekleri vatan sevgisi tutuşturmuştu… Bu nasıl bir vatan sevgisiydi Ya Rab? Sönen ümitlere, ölü yüreklere öyle bir ulvi ateş düşmüştü ki, ölüme piyango bileti gibi koşuyorlardı…
Tankların altında ezilmek, tankları ezmiş, alçakların planlarını ezmişti… Allah için ölüme koşanların cesareti her silahtan ağırdır. Birlik olmak öyle tesirli bir silah oldu ki zafere birkaç saatte ulaşıldı. Temmuz’du, hava sıcaktı, yatsı ezanları melaike ordularına hazır olun uyarısı olmuştu. İman kuvveti, vücut ağırlıklarını bir kenara bıraktırmış, tüy kadar hafif, ölüme koşmuştular… Her şehit yürek yaktı ama 15 Temmuz şehitleri sadece yakmadı; ders verdi, ar taşıyanları derin ama çok derin utandırdı ve öyle imrendirdi ki…
Göz yaşartan, şükür secdesine yönelten birlik ve beraberle içinde; ezana, vatana ve bayrağa sahip çıkılarak, imtihan kazanılmıştı... Şahadetle sadakat diplomalarını alanlar ise acilen uhrevi mükâfatlarına kavuştular… Allah rahmet etsin... Rabbim bize unuttuklarımızı hatırlattı birer birer; kardeşliğimizi, kadın erkek Allah için mücadele etmeyi üstelik hayâ ve edep içinde ve dahi çapulculuk etmeden mala zarar vermeden.
Kaderde oruç tutanların, tankları tutması varmış… Ramazan Bayramının sonrası 15 Temmuz’da öyle bir bayram yaşadık ki; kahraman milletimiz bayram yerine gider gibi şahadete yürüdü… O kadar emindiler ki; sokağa çıkmadan helallikler bile alındı… Ve başka dine, planlara hizmet eden üniformalı FETÖ alçakları, mermileri namlulara, tankları inananların üzerine sürdüler… Mermi bizimdi, tank bizimdi, uçak bizimdi.. kullananlar kırk yıl önce bizden kopmuş, çoktan başkalarının kucağına oturmuş, ihanetle yoğrulmuş üniforması bile bizim paramızdan olan alçaklardı…
Evet, üniforma giymiş müşrikler, tankla, uçakla İslam beldesini hallaç pamuğu gibi atmağa yemin etmişlerdi… Bir mürtedin efsunları ile kendilerinden geçercesine katliam yaptılar… Bin yıldır İslam’ın kalesi olmaya yeminli Anadolu ve onun baş tacı İstanbul haçlılara teslim edilip, ezanlar kıyamete kadar susturulacaktı. Minareler camilerin böğrüne saplanıp, sesi soluğu kesilecekti… En zor şartlarda, iman ve kuran müdafaasında bulunanlar, tuhaf ve karma, tamda haçlıların istediği bir din ile karşı karşıya bırakılacaktı… Yeniden iğne ile kuyu kazarcasına Kur’an hakikatleri ve Şeâir-i İslâmiyye ihya edilmeye çalışacaktı önceki zulümler ve ihanetlerin daha büyüğü sergilenirken, yaşatılırken…
Sonuç: 15 Temmuz 2016 resmiyette kalmış bağımsızlığın ruh ve ceset bulmuş gerçek halidir. Zındıka komitelerine söylenen şu oldu: “ Bu vatandan Kur’an-ı, ezanı ve al bayrağı söküp atamayacaksınız çünkü ölmeye hazırız” İşte bu kararlılık Türkiye’nin önüne ışık tutmuş, engelleri tek tek bertaraf edecektir… 15 Temmuz bize bir şey daha öğretti ki; Malazgirt’teki kahramanlar gibi her daim Allah için ölmeye kefenle hazır olacağız… Asırlarca ölüme beş para ehemmiyet vermeyerek elde edilen zaferler yeniden önümüzde… Allah için yeniden ölümü hiçe saymak, imanla şerefle yaşamayı sağlayacaktır… Bu topraklarda İslam’ın varlığına tahammül edemeyenlerin, FETÖ gibi yeni numaralar peşinde olmaması için, teyakkuzda bulunmak gerekiyor; bunu da anladık…
Tankların altında ezilmek ve ezilenler bütün unsurları ile imanlı milletimizin ruhunda yaralar açmıştır ama birlik ve beraberliğimiz küffara öyle bir yara açtı ki kabuk tutmadan zalimlerin üzerine devasa bir yumruk gibi ineceğiz…
Allaha emanet olun…