Parmak izinde...

Caner KUTLU

Parmağını koyduğun yer senindir Efendim!..
Ay ki o gece en parlak yerindedir.
*
Ay'ın üzerine parmağını sabitleştirdin, sonra, yavaşça aşağı doğru çizerek indirdin. Ay üzerinde bir ışıktan çizgi oluştu ve sonunda bir şakk ve çâk etti.
*
Ay ki, parmağını koyduğun yer, semanın kalbidir.
*
Biz her gece kalbimizi alıp Aya bakıyoruz... Bir ümit, bekleyerek... Ay yarıldığında akıttığı  (o günden kalan) sıvısı, suyun üzerine aktığında ise seviniyoruz... Kalbimiz elimizden fırlayacak gibi oluyor. Parmağını görür gibi, Ay ile şakk ederek ince bir çizgi çekerek, üstten aşağı doğru...
*
Acılarımız bir ışıktan hale içinde akarak Efendim...
Hastalıklarımız iyileşiyor, akan nurla temizleniyoruz.
*
Ayı ikiye ayırdığında vakit, geceydi. Bir ikram-ı İlahi ile velayeti kübrânın seyrine dalmıştı müminler... Bizim gecemiz çok karanlıktı o zamanlar; üç karanlık içinden geçiriyorduk henüz ve uykudaydık... Annemiz, babamız da.. Dedelerimiz ve onların dedeleri de...
*
Seni görmeden, sonra, geceye ulaşıyoruz... Senin kardeşlerin olarak... Parmağınla çizdiğin yoldan yürüyecek müminler olarak... Öyle bir yol açmıştın ki Efendim, her gece parmağının üzerine koyup parmaklarımızı, Ayın ışığı gökten üzerimize akarken, senin parmağını takip ederek çıkıyoruz... Velayetinden bir damla bulursak eğer Ayın yansıdığı bir katrede, biz de ona tutunarak parmak izinden bir basamak yükseliyoruz...
*
Basamaklar, aşıklarla dolu...
Rabıtaya duran dervişler, huzur sessizliğinde ve hareketsiz edepten... 'Kalbini tutacaksınız evladım' huzuru edepten...
'Bir kalp ki O isterse Ay ikiye ayrılır da içinden geçer, isterse Ay kalbin içine girer de orada şakk eder'...
*
Ayın ayrıldığı o geceden akan ışıkları arar tüm dervişler... Uykuda kalmışlardır o gece, zamanın koynunda babaları, dedeleri, onların da dedeleri...
*
Görmeden gelmişlerdir dervişler.. sonradan uyanmanın hüznüyle ağlarken basamaklara oturmuş.. Kardeşlerim! hitabınla yerlerinden fırlayarak,
parmak uçlarına tutunarak huzuru edepten,
izlerini takip ederek gelmişlerdir...
Hû hû diyerek kapıyı çalarken kalbin,
Ay'ın...
Efendim!
"Kardeşlerim, sizi çok merak ediyorum" dediğinde tekrar...
Kalbini alan denize atlayıp bir katreye tutunarak oradan parmak izini takip ederek
Ayın nuranî çizgisine sarılıp tekrar kalplerini şakk ve çâk eden dervişler...
*
Büyük bir halka-i zikrin serzâkiri, Efendimiz!...
*
Ey dervişler! Ey zâkirler!..
Bu gece sizin geceniz... Doğdu güneşiniz...

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.