Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgularda, insan yaşamına dair önemli izler bulunan Likya Birliği'nin başkenti Patara Antik Kenti'nde yapılan kazılarda bulunan eserler bilim dünyasını heyecanlandırıyor.
Kentin yerleşim yerlerinin yoğunlukta bulunduğu Tepecik bölgesinde yapılan kazılarda 2 bin 400 yıllık olduğu tahmin edilen bir mutfak bulundu. Ayrıca bulunan ayna, süs ve koku kaplarının yer aldığı "kadın odası" da dikkati çekti.
Patara Antik Kenti Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Erkan Dündar, AA muhabirine, Patara'daki Tepecik yerleşiminin antik kentin en erken buluntu ve mimari yapılarının bulunduğu alan olduğunu söyledi.
Burada yaptıkları kazılar sayesinde Likya Birliği döneminde insanların konut yaşamlarına ilişkin bilgilere ulaştıklarını vurgulayan Dündar, Tepecik'te konut yapılarının yanı sıra bir askeri garnizonun da olduğunu dile getirdi.
Büyük İskender'in Likya bölgesine geldiği zaman buradan kısa süreli geçtiğini anlatan Dündar, "Ele geçirdikten sonra birçok yerde yaptığı gibi buraya garnizon kuruyor. Garnizonda kalan askerler ailelerini de buraya getiriyor. Bir nevi askeri lojman gibi. Kazılarımızda ok uçları, hançer, mızrak, sapan taşı gibi savaş aletlerinin yanı sıra konut yaşamına ilişkin de buluntular ele geçirdik." diye konuştu.
Dündar, bunlardan kendilerini en heyecanlandıranın ise bir evde buldukları mutfak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Mutfağa ait eşyaları toplu halde bulduk. Ezme kapları, depolama kapları, yağ kapları, güveçler ve çok önemsediğimiz bir saç ayağı bulduk. Mutfak o dönemki yaşantıya ait bize önemli bilgiler verdi. Kazılarda bir kadın odası da bulduk. 'Kadın odası' diye adlandırılan bir odada dokuma tezgahı ağırlıkları, kadına ait ufak tefek eşyalar, ayna, süs ve koku kapları bulduk. Kadın her dönemde kadın. Kendi güzelliğine dikkat ediyor."
Tepecik bölgesinde evlerin taş temelli, kuru duvar örgülü olduğuna dikkati çeken Dündar, evlerin üst yapılarının ise kerpiçle yükseltilmiş düz damlı olduğunu, bugünkü Elmalı ilçesindeki yayla evlerine benzediğini kaydetti.
Dündar, bölgenin görselliği olmadığı için ziyaretçilerin fazla dikkatini çekmediğini ancak akademik ve bilimsel verilerin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.
AA