Kâinatı mükemmel bir ağaç şeklinde yaratan yüce Allah, köklerini unsurlar, yapraklarını bitkiler, çiçeklerini hayvanlar ve meyvelerini de insanlar olarak yaratmıştır. Bahçıvan bahçeye meyvesi için bakar. Amacı meyvesini elde etmektir. Hiçbir çiftçi meyvelerini çürümeye terk etmez. Yüce Allah da kâinatın meyvesi olarak yarattığı insanı yeraltında çürümek için yaratmamıştır. Ona mühim vazifeler vermiş ve pek büyük hikmetler için yaratmıştır.
Yüce Allah yarattığı varlıkları ve insanı başıboş bırakmamış ve onlar birer lider tayin etmiştir. Nasıl ki arılara, karıncalara, kuşlara ve balıklara birer lider vermiştir. Öyle de insanları da peygamberlerle başıboşluktan kurtarmıştır. İnsanlık maddi ve manevi tüm ilerlemeleri peygamberlere borçludur. Peygamberler gönderilmemiş olsaydı insanlar hayvanlık mertebesinden kurtulamazlar ve helak olurlardı. Yaratılıştan maksut olan neticeler alınmaz, yaratılış amacı bilinemezdi.
Kâinatın kalbi mesabesinde olan şu üzerinde yaşadığımız dünya insanlık için bir okuldur. Hiçbir şey bilmeden dünyaya gelen bu insan Allahın kendisine verdiği kabiliyetleri bu okulda geliştirmektedir. İnsanlar bu okulun öğrencileridir. Peygamberler ise Allah tarafından seçilmiş ve tayin edilmiş muallimlerdir. Onlar Allahın kelamı olan ve kendilerine vahiyle bildirilen kelamını insanlara öğreterek insanları yaratılış amacına uygun olarak maddi ve manevi terakkiye sevk etmektedirler.
Yüce Allahın insanlığa peygamber ve kitap göndermesinin dört temel amacı vardır. Bu amaçları Allahın kitabının her tarafında görmek mümkündür. Bu amaçları şöyle özetleyebiliriz:
1. Yüce Allahı tanıtarak birliğini öğretmek ve insanları şirk ve küfürden korumak
2. İnsanların maddi ve manevi terakkisini sağlayan ilimleri öğreterek cehaletten korumak
3. İnsanların nefislerini kötü huylardan temizleyerek güzel huylarla donatıp ıslah etmek
4. Toplum içinde yaşamaya muhtaç ve mecbur olan insanlar arasında huzuru ve kardeşliği birlik ve dirliği sağlayan Adalet ve Hukuk kurallarını öğretmek.
Bu dört esas dinin temel kaynağı olan, Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde çok geniş bir şekilde bulunmaktadır. Çünkü dini ve dünyayı ayakta tutan bu dört temel esastır.
Peygamberimiz(sav)in getirmiş olduğu ilahi mesajların bir kısmı şunlardır:
1. Kâinat ve insanın yaratılış amacı yüce Allahın zatını ve sıfatlarını mahlûkatına tanıttırmak istemesidir. Bunun için sanatın ve eserin ustaya delaleti gibi her varlık yaratıcısını ve ustasını tarif etmektedir. Siz de eserlerine bakarak, Allahın ilmini, iradesini ve kudretini görün. İman ile tanıyarak tasdik ediniz.
2. Yüce Allah yaratan öldüren ve diriltendir. Sizleri yoktan yarattığı gibi öldükten sonra da diriltecek olan odur. Sizleri boşuna yaratmamış ve başıboş da bırakmamıştır. Elbette dünyada yaptıklarınızın hesabını görmek, mutilere mükâfat ve asilere ceza vermek için adaleti gereği diriltecektir. Öyle ise ona göre davranınız ve ebedi âlem için çalışınız.
3. İnsan ancak dua ve ilim vasıtasıyla terakki ve tekâmül eder. Öyle ise Beşikten mezara kadar ilim öğrenin. İlim müminin yitik malıdır nerede bulursa almalıdır. İlmin gerçek faydası ahrette görülecektir. Bunun için ölüm döşeğinde de olsanız ilim öğreniniz.
4. İnsanın sair hayvanlardan farkı edep ve hayâ duygusunun olmasıdır. İnsanını insanlığı ahlakı oranında yücelir. Ahlakın başı ise Hayâ ve utanma duygusunun olmasıdır. Öyle ise hayâ ve utanma duygusunu esas alarak edebinizi ve ahlakınızı yüceltin. Bu hususta peygamberleri kendinize rehber ve örnek edinerek onların sıfatları olan: Doğruluk ve sadakat, tebliğ ve metanet, akıl ve zekâvet, iffet ve fetanette terakki ederek gerçek insan olmaya gayret ediniz.
5. Allah katında günahların en affedilmez olanı Kul hakkıdır. Adil-i mutlak olan yüce Allah mahlûkunun hukukunu korumak için Mahkeme-i Kübrayı açacak, haksızı cezalandıracak, her hak sahibine hakkını verecektir. Mutileri şanına layık şekilde mükâfatlandıracak, asileri de cezasız bırakmayacaktır. Öyle ise onun huzuruna kul hakkı ile gitmeyiniz.
Biliniz ki beş nevi hak vardır:
Allahın hakkı: Ona iman ve itaat etmektir.
Kulların hakkı: Herkese adil davranmaktır.
Nefsimizin hakkı: Onu ıslah ve terbiye etmektir.
Dünyanın hakkı: Nezafet, nezaket ve israftan kaçma
Dinin hakkı: Dini tebliğ ve halkı irşad ile cihad denilen marufu emir, münkerden nehy etmektir.
Peygamberimiz (sav)in taraf-ı ilahiden getirmiş olduğu bu mesajlara bu asır insanının ne derece ihtiyacı olduğu herkesin malumudur.
Hal böyle olunca denilebilir ve imanımız odur ki: Peygamberimiz (sav)e ve getirdiği dine her asırdan ziyade bu helaket ve felaket asrının daha ziyade ihtiyacı vardır. Bu asır insanının kurtuluş çaresi ancak ve ancak Kuranın emirlerine uymak ve peygamberin sünnetine sarılmaktır.
Evet: Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi: İttiba-ı Kurandır. (Bediüzzaman Said Nursi)