Peygamberimizin son sözleri neydi?

Enes bin Mâlik (ra) şöyle anlatmıştır: "Ölüm döşeğinde yatmakta olan Hz. Peygamber son nefesine kadar bizlere namazı ve ellerimizin altındaki kölelerimizi vasiyet etti."

Ölüm döşeğinde yatmakta olan Hz. Peygamber'in -salât ve selam ona olsun- mübarek göğüslerini hırıltı kaplayıncaya ve dilleri konuşamaz oluncaya kadar bütün vasiyeti namaz ve köleler üzerineydi. [Bidaye, İbn Mâce, Nesai]

Hz. Ali anlatıyor!

Ali bin Ebu Talib (ra) şöyle anlatmıştır: "Ölüm döşeğinde yatmakta olan Hz. Peygamber benden, kendisinden sonra ümmetinin dalâlete düşmemesi için bir şeyler yazdırmak üzere yazı malzemesi getirmemi emretmişti. Fakat gidip gelinceye dek son nefeslerini verir korkusuyla: 'Ey Allah'ın Resulü! Ben sizin söylediklerinizi ezberler ve unutmam' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Sizlere namazı, zekâtı ve bir de ellerinizin altındaki köleleri vasiyet ediyorum" buyurdular. [İbn Mâce, Nesai, İmam Ahmed]

Allah Resulü'nün son sözleri...

Hz. Peygamber vefatları esnasında son nefeslerine kadar namazı, zekâtı ve köleleri vasiyet etmişler. 'Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed de O'nun kulu ve Resulü'dür' kelimesini emrederek 'Kim bu iki şehadeti getirirse cehennem ateşi ona haram olur' buyurmuşlardır. [İbn Sa'd]

Allah Resulü, sallallahu aleyhi vesellemin son sözleri "Namazlara dikkat ediniz. Namazlara dikkat ediniz ve köleler hususunda Allah'tan korkunuz!" oldu. [Buhari, Ebu Davud, İbn Mace]

'Namaz, gözümün nurudur'

Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Dünya nimetleri içerisinde bana güzel koku ve kadın sevdirilmiştir. Namaz ise gözümün nuru kılınmıştır." [Bidaye]

'İyilikler, kötülükleri giderir'

Sahabeden Selman (ra) anlatıyor: Bir gün Hz. Osman'la birlikte oturuyorduk. O sırada müezzin ezan okumak üzere geldi. Onun gelişini gören Hz. Osman su istedi. Kendisine bir kap içerisinde bir avuç kadar su getirildi. Abdest aldıktan sonra şöyle söyledi: "Hz. Peygamber bir gün benim biraz önce aldığım gibi abdest alarak şöyle buyurdular:

"Kim benim abdest aldığım gibi abdest alır ve sonra da kalkıp öğle namazını kılarsa sabah ile öğle arasındaki günahlarına kefaret olur. Sonra ikindi namazını kılarsa öğle ile ikindi arasındaki günahlarına kefaret olur. Sonra akşam namazını kılarsa, akşam ile ikindi arasındaki, yatsı namazını kıldığında da akşam ile yatsı arasındaki günahlarına kefaret olur. Bundan sonra insan gece boyunca çeşitli günahlar işleyebilir. Ancak sabah olduğunda kalkıp abdest alarak sabah namazını kılarsa bu, onun gece boyunca işlemiş olduğu günahlarına kefaret olur. İşte bu namazlar, "İyilikler günahları siler" [Hud: 11/114] ayetinde belirtilen iyiliklerdir." [Terğib]

'Senin günahının kefareti budur'

Taberani'nin kaydettiğine göre, Ali bin Ebu Talib (ra) şöyle anlatmıştır: Bir gün mescitte Hz. Peygamber'le -salât ve selam ona olsun- birlikte oturmuş namazı bekliyorduk. Bu sırada adamın birisi Hz. Peygamber'in yanına gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Ben bir günah işledim" dedi.

Hz. Peygamber ona cevap vermedi. Namaz kılındıktan sonra adam sözlerini bir daha tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Sen şimdi bizimle birlikte namaz kılmadın mı? Bu namaz için de güzel bir abdest almadın mı?' diye sordu. Adamın 'Evet' demesi üzerine de: "İşte bu namaz, işlemiş olduğun o günahın kefaretidir" buyurdular. [Taberani]

Evinde namaz kılmayı alışkanlık haline getirenler!

Abdullah İbn Mes'ud şöyle diyor: "Kim ki yarın Müslüman olarak Allah'a kavuşmak istiyorsa, şu namazlarını doğru kılsın. Nerede ezan okunursa orada eda etsin. Çünkü Hz. Peygamber'in belirttiği hidayet yollarından biri de cemaatle namaz kılmaktır. Cemaate gelmeyerek evinde namaz kılan kimseler gibi, namazları evde kılmayı alışkanlık haline getirirseniz, Hz. Peygamber'den kalan bir sünneti terk etmiş olursunuz. O zaman da şaşkınlığa düşersiniz.

Güzelce abdest alıp mescitlerden birisine gitmek için evinden çıkan hiç bir kimse yoktur ki, Allah ona, attığı her adım için bir sevap yazmasın, derecesini yükseltmesin ve bir günahını silmesin. Hatırlıyorum ki, bizden münafıklığını herkesin bildiği kimselerin dışında hiç kimse cemaatten geri kalmazdı. Adam, iki kişi tarafından ayakları yerde sürünerek getirilir ve safın arasına durdurulurdu. [Müslim, Ebu Dâvûd, Nesai, İbn Mâce]

Sünneti terk ederseniz, sapıtırsınız

Muaz bin Cebel şöyle (ra) şöyle demiştir: "Kim ki Allah'ın huzuruna emin olduğu halde gelmek istiyorsa, şu beş vakit namazı, ezanın okunduğu yerlerde kılarak gelsin. Çünkü bu, hidayet yollarından birisidir. Peygamberimizin sünnet kıldığıdır. Sakın "Benim evimde bir namazgâhım vardır, ben orada namaz kılıyorum" demeyin. Çünkü eğer siz böyle yaparsanız Peygamberinizin sünnetini terk etmiş olursunuz. Eğer Peygamberinizin sünnetini terk ederseniz sapıtırsınız." [Ebu Nuaym]
Milli Gazete
 

İslam Haberleri