Pablo Picasso yirminci yüzyılın en önemli ressamı olarak tanınmış İspanyol ressamdır. Atalarının Arap olduğu 1996 yapımı "Picasso İle Yaşamak" filminde geçmektedir. Bu film 1944-1953 yılları arasında "seni Müslüman kadınların kıyafetleri içinde görmek isterdim" ve "böyle bir güzelliği yarattığı için Allah'a sonsuz şükrediyorum" dediği iki çocuğunun annesi ressam Françoise Gilot’un aynı isimle yayınlanmış anılarından sinemaya uyarlanmış. Tabi bunları duyunca onun Müslüman olduğunu falan düşünmeyin. Komunist Partiye üye olup Polonya'da uluslararası komünist toplantılarına katılmış ancak burjuva yaşamı ve çalışmaları yüzünden hakarete de uğramıştı. Hatta Rusya'da 1990 yılına kadar eserlerinin sergilenmesi yasaktı ve Petersburg'daki Ermitaj müzesinin mahzenlerinde gizlenmişti.
Filmin en önemli repliklerinden birisi Piacasso’nun şu sözüdür. "Ben atölyeme bir Müslümanın camiye girmesi gibi girerim. Yani dünyanın basit işlerini arkamda bırakırım."
Picassso’nun İslam sanatına ilgisi çocukluk yıllarına dayanır. Babası İspanya'da bir müzede müdür iken o müzedeki eserleri inceleyerek ve oradaki çalışmaların kopyalarını yaparak büyümüştür. Aslında akademik bir eğitim de almamıştır. Ama İspanya'daki Endülüs mirasının onu ne kadar etkilediği kendi söylemlerinden çıkartılabilir. Onun İslam sanatı ve Ku'ran ile ilgisi Almanya'da bir sergi vesilesiyle gündeme gelmiş.
Bilhassa hat sanatı onun en çok hayran olduğu İslam sanatıdır. Nurullah Berk’in Resim Bilgisi kitabında anlattığı bir hatıra var. Cumhuriyet dönemi başlarında Paris’e giden Türk ressamları zaman zaman Picasso’yu ziyaret ederler. Bunlardan birinde Picasso bizim Türk ressamlara "niçin batının sanatını taklid ediyorsunuz sizin hat sanatınız bizim ulaşmaya çalıştığımız modern sanata 1000 yıl önce ulaşmış" diyerek onlara memleketlerine dönmeyi tavsiye eder.
Ressam Hasan Kavruk, çıktığı Avrupa gezilerinin birinde, Picasso'nun Paris'teki atölyesine uğrayıp izin verirse atölyesinde çalışarak çok şeyler öğrenmek istediğini belirtir. Bunun üzerine Picasso:
-Sen Türksün değil mi, der.
Sonra da oldukça ibretli bir şekilde:
-Biz bugün sanatta sizin eski hattatlarınızın yaptıklarını yapmaya çalışıyoruz. Sen hemen memleketine dön ve kendi hat sanatını incele, der.