PKK ile MİT arasındaki görüşmelerin sızdırılması üzerine herkesin aklına benzer sorular takıldı. Bu görüşmeyi kim sızdırdı? Hangi amaçla ve ne tür bir zamanlama ile sızdırıldı? Görüşmenin açığa çıkması ne tür sonuçlar doğurur? Görüşmenin sızdırılması en çok kimin işine yarar ya da en çok kimi yıpratır? Ben de cevaben bazı alternatifler sıralamak istiyorum.
1- Kasetin sızdırılması PKK'nın işi olabilir. Bu teoriye göre önce karşılıklı güven içerisinde bu görüşmeler yapılmış, ama bu görüşmelere rağmen en üst noktada anlaşma sağlanamamıştır. Özellikle seçim öncesi eylemsizlik döneminde bu görüşmeler olumlu geliştiyse ve seçim sonrası dönemde anlaşılan noktalardan geri dönüldüyse, böyle bir sızdırma Başbakan Erdoğan'ı ve hükümeti zora sokma amacını taşıyabilir. Erdoğan'ın daha önce görüşme iddiasını çok şiddetle reddettiği düşünülürse, muhalefetin bu durumu ona karşı kullanması sürpriz olmaz.
2- PKK'nın derin PKK ile çatışmasının bir ürünü olabilir. Bu teoriye göre bir yandan barışa yönelik görüşmelerin devam ediyor olması, çatışmadan beslenen ve bir barış sürecinden ödü kopan derin PKK'yı rahatsız etmektedir. Nitekim eylemsizlik kararı döneminde bile PKK türevlerinin eylem yapması bu çerçevede anlaşılabilir. Konu çok başlılıkla izah edilebilir. Görüşmenin sızdırılmasının hükümet kanadında hem güvensizlik yaratacağını hem de oluşacak toplumsal baskı ortamı dolayısıyla sürecin duracağını hesaplamaktadırlar.
3- Devletin içinde görüşmelerden rahatsız olan kanadın sızdırması söz konusu olabilir. Tıpkı barış sürecinden rahatsız PKK'lılar gibi, böyle bir görüşme trafiğini kabul etmeyen asker ve sivil devlet görevlileri de vardır. Bunlar inisiyatif kullanmış olabilir. Bu noktada da amaç süreci durdurmaktır.
4- İsrail yapmış olabilir. Başbakan Erdoğan'ın Arap seferine çıktığı bir zamanlama ile bu görüşmelerin açığa çıkması 'sen kendi işine bak' mesajıdır. Bu aynı zamanda 'bende daha neler var, neler' anlamını da taşıyabilir. Karşı tarafa senin en gizli noktalarına ulaşabiliyorum sinyalini verebilmek ciddi bir güç gösterisidir. Kaldı ki bu aynı zamanda PKK'ya ya da MİT'e sızılabildiğini gösteren bir işarettir de.
5- Avrupa merkezli bir istihbarat servisi sızdırmış olabilir. Türkiye'nin Kürtlerle barışması ve bölgede güçlü bir ittifak oluşturmasını istemeyen ve süreci durdurmak isteyenler bu yola başvurmuş olabilir. Hükümetin bu lekeyi temizlemek için daha fazla şiddete başvurmasını bekliyor olabilirler.
6- MİT'in iç hesaplaşmalarının bir ürünü olabilir. Halen MİT müsteşarı olan Hakan Fidan'ın gerek teşkilat içinde, gerekse toplum nezdinde itibarsızlaştırılması hedefleniyor olabilir. Olay belki bir kadrolar kapışmasıdır. Afet Güneş emekli olduğuna göre hedef müsteşardır. Kendisine görüşme yetkisinin Başbakan'dan gelmemiş olması halinde durumu oldukça zorlaşabilir.
7- Görüşmeler hükümet tarafından sızdırılmış ve toplumun bu ortama alışması için bir başlama vuruşu yapılmış olabilir. Bir yandan dövüşürken diğer yandan görüşülebileceği fikri, ortaya çıkan zayıf tepkiden de anlaşılacağı üzere toplumun külliyen reddettiği bir durum değildir. Hatta hükümetin Kürtlere karşı giderek sertleşen tavrını eleştiren entelektüellere de farklı bir mesaj niteliğindedir.
8- Görüşmelerin devlet kanadınca sızdırılması Güneydoğu halkına bir mesaj niteliği taşıyor olabilir. Bir yandan kara harekatına girilmesi gündemdeyken, diğer yandan da halka 'barış süreci devam ediyor' mesajı verilmekte ve kitlesel tepkinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır.
9- Son dönemlerde PKK konusunda giderek aktifleşen İran ya da Suriye istihbaratının PKK'dan sızdırdığı malzemeyi sızdırması söz konusu olabilir. Ortadoğu'daki dengeleri bozmakta olan Türk hükümetine gözdağı verilmek ve toplumsal tepki ile zayıflatılmak istenmiş olabilir.
Son söz olarak, daha fazla alternatif bulmanın mümkün olduğunu ama sahadaki topa en iyi kim vurursa, golü onun atacağını söyleyerek bitirelim.
Akşam