Prof. Dr. Mehmet Görmez

Abdulkadir MENEK

Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye'de çok büyük ve önemli fonksiyonları olan bir kuruluştur. İfa ettiği hizmet itibariyle bu önemli kuruma, herkes tarafından hassasiyet gösterilmesi ve korunması gerekir.

Dini hizmeti ifa eden bu kurum üzerinden dinimizin zarar görmemesi için herkes çok dikkatli olmak zorundadır.

Bugüne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı görevini ifa etmek üzere, çok farklı zihniyetlere sahip kişiler de göreve getirildi.

Camilerde fötr şapka ve papyon kravat ile hutbe okutulması garabeti bazı Diyanet İşleri Başkanları zamanında yaşandı. 

Ezanın bütün ülke sathında Türkçe okutulması kararını da bu ülkede bir Diyanet işleri Başkanı verdi.

İslam dinini asıl mahiyetinden uzaklaştırmak ve etkisiz hale getirmek için yapılan birçok sinsi çalışmanın içinde, maalesef bazı Diyanet İşler Başkanları da bulundu.

Aslında kabul etsek de, etmesek de, Türkiye'de bu önemli kurumun yapısı, siyasi iktidarların birçoğu tarafından alet edilmeye çalışıldı.

Oysa Diyanet İşleri Başkanlığının esas kuruluş amacı farklı olsa da, dinimize hizmet etmesi gereken bu önemli kurumun her türlü siyasi ve günlük çekişmelerden uzak tutulması gerekir.

Asıl görevine yoğunlaşması konusunda, son yıllarda atılan adımları ve yapılan çalışmaları takdirle izliyoruz.

Bu büyük görevi yerine getirmek için çok hayati çalışmalara imza atan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez, son günlerde kamuoyunun gündeminde çok önemli bir yer tuttu.

Özellikle Görmez Hoca’nın yıpratılması için bazı çevreler tarafından, belli bazı yayın organlarında sistematik bir karalama ve yıpratma kampanyası başlatıldı.

Bu çirkin ve aşağılık kampanya sırasında çok çirkin iftiralara ve yalanlara hiç çekinilmeden ve Allah’tan korkmadan yer verildi.

Bu tablo, Sayın Görmez’in çok önemli ve geleceğe dönük büyük projelerinden rahatsız olan çevrelerin, bazı kesimleri kullanarak düğmeye bastıklarını gösteriyordu.

Sayın Görmez bu karalama kampanyası sırasında çok olgun ve vakur bir tavır içinde bulundu.

Belki bazı kurum ve yöneticiler tarafından, bu çirkin kampanya sırasında kendisine sahip çıkılmasını bekledi. Bu konuda yeterli desteği gördüğünü ifade edemem.

Çok zor bir dönemde ve hayati önem taşıyan konular göz önüne alındığı zaman, yapmış olduğu çok büyük ve cihanşümul hizmetlerin önem ve kıymeti nispetinde, çok daha büyük bir desteği hak ettiğini söylemeliyim.

Diyanet İşleri Başkanlığının, Sayın Mehmet Görmez’in vizyonu ile bugün her zamankinden çok daha fazla ve sistemli bir şekilde İslâm'a hizmete yoğunlaştığını görüyoruz.

Bu hizmetini de yalnızca Türkiye ile sınırlı tutmuyor. Hatta İslam âleminin de sınırlarını aşacak ve bütün dünyayı kapsayacak şekilde çok büyük bir hizmet üstlenmiş ve çok büyük hedeflere ulaşmayı maksat edinmiş. Nerede Müslüman varsa, oralara mutlaka ulaşmaya gayret gösteriyor.

Bugün Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetleri yüzden fazla ülkeye ulaşmış durumda. Çünkü bu kurumun başında çok büyük bir vizyona sahip değerli bir bilim ve din adamı ile gayretli ve sürekli koşturan liyakatli bir başkan vardı.

Başkanlığın organizasyonu ile Türkiye Diyanet Vakfı’nın, bütün İslam ülkelerine kadar ulaşan maddi ve manevi hizmetlerinin, her geçen gün artan bir oran ve heyecanla, her türlü vesile ile ve kesintisiz bir şekilde devam ettiğini sevinç ile müşahede ediyoruz.

15 Temmuz alçak ve hain FETÖ darbe teşebbüsü sırasında aynı gece saat 00.13’ten itibaren minarelerden okunan selaların, bu milletin kuvve-yi maneviyesine ne kadar büyük bir takviyede bulunduğunu ifade etmek mümkün değildir.

Darbe liderlerinin gözlerinin içine bakan ve onların sözlerini emir olarak telakki eden Diyanet İşleri Başkanlarından, ölümü göze alarak böyle bir inisiyatif alan Diyanet İşleri Başkanlarına ulaşmanın kolay olmadığını vicdan sahibi herkes takdir eder.

Klişeleşmiş ifadesi ile ‘’darbelerin susturduğu ezanlardan, darbeleri susturan selaları’’ büyük bir manevi haz ve inşirah ile dinledik.

Mescid-ül Aksa’da Türkiye Cumhuriyetinin Diyanet İşleri Başkanı olarak vermiş olduğu Arapça hutbe, hele bu günlerin de büyük zorlukları göz önüne alındığı zaman, tarihin şeref sayfaları arasındaki yerini almıştır.

Yine DİB görevinin ifası sırasında, kardeşliğe çok büyük bir katkı sağladığına inandığım ve Kürt kardeşlerimizin hafıza ve vicdanlarına büyük bir muhabbet ve takdir ile kazındığını düşündüğüm, Diyarbakır ve Cizre Ulu Camilerinde, çok büyük acıların yaşandığı bir dönemde vermiş olduğu Kürtçe hutbeler de, aynı şekilde çok büyük hasenatlar olarak yerlerini almıştır.

Risale-i Nur’ların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmesi konusunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destek ve teşvikleri ile üstlendiği büyük görevi de, gelecek nesiller büyük şükran ve takdir duyguları ile yad edeceklerdir.

Risale-i Nur’ları tahrif etmek için haince ve alçakça bir gayretin içinde bulunan FETÖ’nün bu teşebbüsünün, bu çok büyük ve tarihi adım ile önlenmiş olması, bütün Nur Talebelerinin gönüllerinde, şükran ve dualarla yer almaya devam edecektir.

Halkı cami ile bütünleştirmek için son yıllarda yapılan çok önemli çalışmalar ve atılan büyük adımların, dikkatli kişiler tarafından takdir ile takip edildiğini tahmin ediyorum.

Sayın Görmez, Cami-Millet bütünleşmesi ve buluşmasının, bu milletin geleceği için çok büyük bir teminat olduğunu her vesile ile göstermeye çalıştı ve bunu tahkim etmek için önemli kararlar aldı.

Geçen yıl Hac vazifesini deruhte etmek maksadıyla bulunduğumuz Mekke-i Mükerreme’de Sayın Mehmet Görmez’le bir ekip halinde görüşmüş ve düşüncelerimizi o zamanlar Risale Haber aracılığı ile kamuoyuna duyurmuştuk.

Özellikle Medine’de bulunan kargo görevlisi Moritanya’lı Abduddaim’in 15 Temmuz gecesi evinde yaşananları Sayın Görmez biz aktarmış, bizler de bu büyük olayı yaşlı gözlerle dinlemiştik. O zamanlar bu hadise kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.

Mehmet Görmez Hoca’nın, yapması gereken çok daha önemli görevler olduğunu düşünüyorum. Atılması gereken çok önemli adımlar var. Ancak kader bu kadarına müsaade etti. Her şeyde bir hayır vardır.

Sayın Görmez’in, bundan sonra da önemli ve ilmi çalışmalara devam etmesini Rabbimden niyaz ediyorum.

Göreve yeni atanacak Diyanet İşleri Başkanının, bayrağı çok daha ileri noktalara götürmesini ve daha büyük hedeflere koşmasını bütün kalbimle temenni ediyorum.

Dünyada bu hizmetlere ihtiyacı olan milyarlarca insan var ve birçoğunun gözü de ülkemizin üzerindedir. Bu bize kaderin, tarihin ve geleceğin yüklediği büyük bir görevdir.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.