Prof. Süleyman Uludağ: Köyde iken Said Nursi'nin risalelerini alırdım

Uludağ, köy işlerinde çalışırken eline geçen bir kaç kuruşla Said Nursi'nin risalelerini de aldığını söyledi

Risale Haber-Haber Merkezi

Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi olan Prof. Süleyman Uludağ, köy işlerinde çalışırken eline geçen bir kaç kuruşla Said Nursi'nin risalelerini de aldığını söyledi.

Yeni Şafak'tan Emeti Saruhan'a konuşan Uludağ, soruları şöyle cevapladı:

Çocukluğunuz Amasya'da geçmiş...

Amasya'nın Akyazı köyünde. 1937 doğumluyum. İlkokula 10 yaşında başladım ve son iki senesini okudum.

Neden? Öğretmen mi yoktu?

Bizim köyde okul da öğretmen de vardı ama 7 yaşına gelen çocukları köy hocasına gönderirlerdi. Hoca caminin bitişiğindeki bir odada Kur'an okumayı öğretirdi. Ben de oraya gidip Kur'an okumayı, tecvidi, Siretünnebi, Ahmediye gibi harekeli yazıları öğrendim. Birkaç kere hatim indirdim. Yani eski yazıyla yeni yazıdan önce tanıştım. Rakamları, alfabeyi biliyordum. İlk zaman biraz zor oldu ama arayı kapattım.

Din eğitiminin yasak olduğu bir dönemde doğmuşsunuz. Nasıl böyle bir eğitim alabildiniz?

Türkiye'nin her yerinde değil ama bazı yerlerde yasağa rağmen din eğitimi verilebiliyordu. Devlet yasağı köylerde denetleyemiyordu. Köye bir devlet yetkilisi gelirse o gün tatil edilirdi. Fiilen, yer yer, eski eğitim devam etti. Karadeniz Bölgesi'nde Çaykara civarında ve Güneydoğu'da medrese sistemi gizli gizli sürdü. Devlet bunlara bazen göz yumdu, bazen onlar kendilerini gizledi. Bu iki bölge bu bakımdan enteresandır.

Asıl adınız Osman'mış. Doğru mu?

Okulu bitirdikten sonra, babam ideolojik eğitimi nedeniyle Köy Enstitüsü'ne gitmemi istemeyince köyün işlerinde çalışmaya başladım. Elime geçirdiğim birkaç kuruşla Ahmet Hamdi Akseki'nin İslam Dini, Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihali, Bostan Gülistan, Kelile ve Dimne, Said Nursi'nin risaleleri gibi kitapları alıyordum. O zaman İmam Hatip Konya'da vardı. Okumak istiyordum ama maddi durumumuz müsait değildi. Çorum'da 1953'te İmam Hatip açılmış ama haberimiz olmadı. Duyunca 3 arkadaş Çorum'a gidip kaydolmaya karar verdik. 16 yaşımı geçtiğim için kayıt yapmadılar. Kardeşim Süleyman askere gitmek istiyordu. Nüfus cüzdanlarımızı değiştirdik. Ben 16 yaşıma inmiş oldum, okula kaydoldum o da askere gitti. Böylece adım Osman Uludağ iken Süleyman Uludağ oldu. Halen o nüfus kağıdımı kullandığım için 40 doğumlu gözüküyorum.

O yaşa kadar Osman ismini kullanıp sonra Süleyman olmak zor olmadı mı?

O zamandan beri 2 isim kullanıyorum. Köyde hâlâ bana Osman derler. Çorum'da Süleyman oldum. Birçok insanın 2 ismi var. Bu da benim için 2. isim oldu. Başta tam sahip çıkamadım. Süleyman deyince acaba kime hitap ediliyor diyordum. Sonra alıştım. 2 sene İmam Hatip'te okudum. Sonra vakıf yurduna geçtim. 5 sene parasız okudum.

Aradığınız eğitimi buldunuz mu?

Bulduğumu söylemem çok zor. Ben epey din bilgisine sahiptim. Kültür derslerine giren hocalarımız Eğitim Enstitü'lerinden gelmişti. Meslek dersi öğretmenleri de yoktu, eski hocalar derse girerdi. 1953'te Ankara İlahiyat'tan mezun olup gelen hocalar da Kur'an-ı Kerim'i okumayı bile bilmezdi.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Bediüzzaman Haberleri