Put-pot meselesinde yeni belgeler

Şimdi belgeler gerçekleri konuşacak. Fakat Latin harfli kitaplar değil, Osmanlıca el yazma Risaleler konuşacak

Emir Selçuk’un yazısı:
emirselcuk1453@gmail.com

KÂMUS NAMUSTUR

PUT / POT MESELESİNDE BELGELER KONUŞUYOR-II

Edebiyat Fakültelerinde talebeye ilk öğretilen şudur: Edebiyat dile, yani kelimelere dayanır. Mânâlar kelimeler üzerine inşa edilir. Önce kelimeyi sağlam olarak tespit edeceksiniz. İşin edebiyat faslı, yani yorum kısmı bundan sonra gelir. Mânâya kelime uydurulmaz, kelimeye mânâ verilir.

Üstad’a pot kırdırmayalım” “O’na pot değil put kırmak yaraşır!” vs gibi, ilk duyuşta kulağa cazip gelen sözler bir cerbezeden ibarettir. Böyle tevil etmek için kelimenin gerçekten ‘PUT’ olduğundan emin olmak gerekir. Peki, söz konusu kelime gerçekten ‘PUT’ mudur?

Kamuslar, lügatler, belgeler ve kaynaklara göre söyleyebiliriz ki: HAYIR!

Onca belgeye rağmen hâlâ put’ta ısrar edenler; şimdi de “Osmanlıcada put ve pot aynı yazılıyormuş madem; kelimeyi bırak, mânâya bak” diyorlar. Hatta daha da ileri giderek Allah’tan, Latincede bu iki kelimenin yazılışı aynı değil de PUT okuyabiliyoruz diye yazabildiler. Bir harf ve bir inat uğruna ne mukaddesler harap oluyor Ya Rab!

Kelime ve lügatten taviz verilemez. Kelimeler tefekkürün hanesidir, evidir. Önce kelimeyi doğru tespit edeceğiz, sonra mânâya bakacağız. Eğri bacadan doğru duman çıkmayacağı gibi, yanlış bir kelimeden de doğru mânâ çıkmaz.

Şimdi belgeler gerçekleri konuşacak. Fakat Latin harfli kitaplar değil, Osmanlıca el yazma Risaleler konuşacak. Çünkü Risaleler Osmanlıcadan Lâtin harflerine aktarılırken ilk başlarda bazı imla ve kelime hataları yapılmış olabilir; bu mümkün ve vakidir. Zaten bu gibi hatalar sonraki her baskıda düzeltilerek kemale ulaşılmıştır. Şunu da söyleyelim: Latin harfli Risalelerde en yakın tarihli baskılar daha sahih; Osmanlıca Risalelerde ise en uzak tarihli nüshalar en sahihtir. Elbette suyu membaından (elyazma Risaleler) içmek daha sıhhi ve lezizdir. O halde işin kaynağına, yani el yazma Osmanlıca Risalelere müracaat edeceğiz. Nur Talebelerinin göz nuru döktükleri, Aziz Üstadımızın bizzat tashih ettiği İslam harfleriyle yazılmış Risaleler arşivlerimizde dururken, falan tarihte Latin harfleriyle basılmış bir kitabı yegâne kaynak görmek ne derece ilim ve insaf işidir?

Evet, kelimelere bakıyoruz ve görüyoruz ki; PUT ve POT kelimeleri Osmanlıcada aynı değil, genellikle farklı yazılıyor. İşte elyazma Risale’den belgesi:

PUT KELİMESİ:

BELGE-1: Üstadın tashihinden geçmiş el yazma Barla Lahikası. Burada PUT kelimesi geçiyor. Daire içindeki kelime: ‘Putperestlik’ Put kelimesi: pe+te ile yazılmış, arada VAV yok. Pot kelimesinde ise mutlaka vav kullanılır. (pe+vav+te) Matbu Osmanlıca Risalelerde, yeni yazılmış lügatlerde farklı imlalar bulunabilir. Önemli olan Üstad’ın ilk talebeleri bu kelimeyi nasıl yazmışlar? İşte bu ve başka örneklerden anlıyoruz ki, Risale-i Nur’da put kelimesi ile pot kelimesinin imlası ekseriyetle aynı değildir.

POT KIRMAK:

BELGE-2: Üstadımızın tashihinden geçmiş el yazma Emirdağ Lahikası. Daire içindeki kelime PE+VAV+TE harflerinden oluşuyor ve kesinlikle POT KIRDIM olarak okunur. POT kelimesinde ortada mutlaka VAV harfi vardır. Başta Kamus-ı Türkî ve Redhouse olarak, -istisnasız- bütün lügatlerde kelimenin imlası bu şekildedir.

Şimdi belgelerdeki bu iki kelimeye daha yakından bakalım:

SONUÇ:

‘PUT’ kelimesi; başta Lügat-i Naci olmak üzere, Redhouse Lügati, Devellioğlu ve diğer lügatlerin çoğunda ya be+te(büt) ya da pe+te(put) harfleriyle yazılmıştır.

Kelime Farsça ‘büt’ten geldiği için Türkçeye aktarılırken önceleri be+te şeklinde yazılmış, daha sonra pe+te ile ve farklı şekillerde yazılmış. Elyazmalarda da müstensihe göre imla farklılıkları vardır.

‘POT’ kelimesi ise; başta Kamus-ı Türkî ve Redhose lügatleri olmak üzere bütün birincil kaynak lügatlerde pe+vav+te harfleriyle yazılmıştır.

Kelimenin elyazma Risale-i Nurdaki imlası da aynen böyledir. POT KIRMAK deyiminin bu şekilde yazıldığı müberhendir.

Şimdi, söz konusu kelimenin POT KIRMAK olduğu ilmen sabit oldu. Kelime doğru olarak tespit edildi. Artık mana cihetine bakabiliriz:

PUT KIRMAK: Evvela, put kırmak diye Türkçemizde bir deyim yoktur. Put kırmak daha ziyade cümle içinde fiil halinde kullanılır. Mesela şöyle bir cümle doğrudur: “Hz. İbrahim eline baltayı aldı ve mabetteki bütün putları kırdı.” Ama “Dehşetli bir put kırdım” cümlesinde put kırmak deyim halinde kullanılmış, böyle bir kullanım Türkçe için pek gariptir. Türk Dil Kurumu Deyimler Sözlüğünde ‘put’la ilgili sadece iki deyim var: put gibi ve put kesilmek. Dolayısıyla ‘Dehşetli bir put kırdım’ cümlesi; Türkçe dilbilgisi ve Risale-i Nur üslubuna uygun bir cümle değildir.

POT KIRMAK: “İstemeden muhataplardan birine dokunacak bir söz söylemek” manasına gelir. Mütekellim (konuşan) sözü doğru söylemiştir, ama muhataba dokunmuştur; söz haktır. Kontekste bakarsak: Üstad hazretleri Reis-i Cumhur’un yüzüne karşı, bakanlar kurulunda, “namaz kılmayan haindir” diyor, milletvekili dostları büyük bir telaş içinde. Meclis yeni kurulmuş, dualarla açılmış. İnkılâplar -henüz- yapılmamış. Bu diyalogun geçtiği tarih ve mekân da düşünüldüğünde kelimenin put kırmak değil pot kırmak olduğu anlaşılır. Ayrıca “Dehşetli bir pot kırdım” cümlesi hem dilbilgisine, hem de edebiyat kaidelerine muvafıktır. Dehşetli (müthiş) mücerret bir kavram, pot kırmak da mücerret bir eylem. O halde sıfatla mevsuf birbirine tetabuk etmiş. Cümlede hiçbir yanlışlık yok. Üstelik Türkçede ‘pot kırmak’ diye bir deyim var. Hem de 1901’de yazılan Kamus-ı Türkî’de bile yer alan, yani Üstad zamanında kullanılan bir deyim.

NAKLİ DELİLLER:

Sual: Bütün bu ilmi delillere rağmen mukni olamıyoruz, ne yapacağız?

Elcevap: Üstad Bediüzzaman’ın talebe ve varislerine müracaat edeceğiz. Çünkü onlar hem Üstadımızın rahle-i tedrisinde bulunmuş talebeleri, hem Üstadımızın varisleri hem de Risale-i Nur’un nâşirleridir. Bu konuları dahi onlara sormayacaksak, Üstadımız bu ağabeyleri neye varis kılmıştır? Üstadımızın bir sepet dünyalıktan başka bir eşyası olmadığına göre; herhalde bu varis ve talebeler ulvi bir gayeye, yani Nur’un dava ve neşrine varistirler. İsimleri de ayrı ayrı lahikalarda kayıtlıdır. (Bir harf için kıyametler koparanlar, acaba Risale-i Nur’da mezkûr bu varislerinin isimlerini görmüyorlar mı? “Bediüzzaman’a put kırdırmaya” çalışanlar; bir harf uğruna ne kadar kalp kırdıklarının farkındalar mı acaba? O kırılan kalplerin en başında Üstad’ın aziz talebelerinin hassas kalpleri olduğunu hissetmiyorlar mı acaba? İntebih ya ulül ebsar! Uyanın ey basiret sahipleri!)  

Çok şükür ki, o aziz ağabeylerimizden bazılarının gölgeleri halen başlarımızın üzerinde. Bu kadar kalp kıracağımıza bir zahmet, bir telefon açıp “Ey Üstad’ımın talebeleri, bu kelimenin aslı nedir? Zira sizler bu kitapların birinci muhatabı idiniz. Bu kitapları Üstad size, siz Üstad’a Barla’nın dağlarında, Kastamonu’nun yaylalarında, Emirdağ’ın bağlarında elif elif okumuştunuz; harfleri ve kelimeleri ilmek ilmek dokumuştunuz” diye sormak çok mu zor? (Bendeniz sordum ve yazıyorum)

EY KALEM VE KELÂM SAHİBİ NUR TALEBELERİ!

Geliniz; her şeyden önce gurur putumuzu, ilmî ve fikrî enaniyet putumuzu kıralım!

Hulusiler, Sabriler, Hüsrevler, Tahiriler, Zübeyrler, Sungurlar… vesaireler gibi SÂDIK ve ÂLİM NUR TALEBELERİNİN kutlu kervanına koşalım!

Şimdi Üstadımızın aziz varislerinin bu konudaki fiiliyat ve beyanlarına müracaat ediyoruz:

1-Lügat sahibi Abdullah Yeğin, neşriyatta önemli bir varis olan Ahmet Aytimur ve çok yakın hizmetlerinde bulunmuş mutlak vekil Hüsnü Bayramoğlu ağabeylerin nezaretinde yayın yapan Envar Neşriyat’ta bu kelime: POT KIRMAK. Ayrıca Yeni Lügat’teki POT KIRMAK deyimi ile Risaledeki kelime harfi harfine aynı yazılmış. Yeni Lügat özellikle Risalelerde geçen kelimeleri içine alır. Pot kırmak deyimi koca külliyatta sadece bir yerde geçiyor. Madde başı olmayan bir kelimenin Yeni Lügat’e girmesi gösteriyor ki, bu kelime pot kırmaktır.

2-Üstadımızın âlim bir varisi olan Said Özdemir Ağabey’in nezaretinde yayın yapan İhlâs Nur Neşriyat’ta bu kelime: POT KIRMAK,

3-Merhum Sungur Ağabey’in nezaretinde yayın yapmış olan Sözler Yayınlarında bu kelime: POT KIRMAK.

4-Ağabeylerden bazılarının bu konudaki sözlü beyanları: POT KIRMAK.

5-Hiç birisi PUT demedi.

Şimdi hüküm sizin ey kaariler!

El yazmalar, lügat ilmi, dilbilgisi, edebiyat ilmi, müellifin talebe ve varisleri ittifak ve icma ile “Bu kelimenin doğrusu budur” diyorlarsa; hâlâ hangi vehimlere, hangi âhadî haberlere itibar edilir?

Eğer, “Bu kelimeyi kafamız almıyor” deniyorsa, kelimeleri mi değiştirmek lazım, yoksa kafaları mı? Bir kelimeyi kafa almıyorsa, hata o kelimede midir, yoksa o kafanın darlığında mıdır?

Unutmayalım, kamus yani kelime, namustur. Ve kamusa uzanan el namusa uzanmış demektir.

Selam Hak ve hakikate tabi olanlara olsun.

KAYNAKLAR: 1.Emirdağ Lahikası (Osmanlıca Elyazmalar), 2.Barla Lahikası (Osmanlıca Elyazmalar) 3.Kâmûs-ı Türkî (Şemseddin Sami), 4.Lügat-i Nâcî (Muallim Naci) 5.Osmanlı Tarih Deyimleri Ans. (M. Zeki Pakalın) 6.Turkish and English Lexicon (James Redhouse) 7.Osmanlıca-Türkçe Lügat (Ferit Devellioğlu)

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (59)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Nur Talebeleri Haberleri