Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mü'min 10-12. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
10 . Doğrusu inkâr edenlere (âhirette melekler tarafından şöyle) seslenilir: “Elbette Allah’ın (size olan) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha büyüktür; çünki (siz) îmâna da‘vet ediliyordunuz, fakat inkâr ediyordunuz.”
11 . (Onlar:) “Rabbimiz! Bizi iki def‘a öldürdün ve iki def‘a dirilttin; şimdi günahlarımızı i‘tirâf ettik; acabâ (bizim için buradan) çıkmaya artık bir yol var mıdır?” derler. (*)
12 . Bunun (bu azâbın) sebebi şübhesiz şudur: “(Herkes) Allah’a, tek olarak da‘vet edildiği zaman, (siz) inkâr ettiniz! Hâlbuki O’na ortak koşulsa, inanıyordunuz. Artık hüküm, Aliyy (çok yüce olan), Kebîr (çok büyük olan) Allah’a âiddir.”
(*) Bu âyetteki birinci ölüm, insanın ana rahmindeki nutfe (henüz ruh verilmemiş) hâli; ikinci ölüm de, dünyadan ecel vâsıtasıyla olan gidişi demektir. İki dirilmeden birincisi, ana rahminde iken ruh üflenmesi; diğeri de, kabirlerden diriltilerek çıkmak ve haşir meydanına doğru sevk edilmektir. (Celâleyn Şerhi, c. 6, 464)
Fahreddîn-i Râzî hazretleri ise bu âyetin tefsîri zımnında, bir ölümden söz edebilmek için öncelikle hayâtın olması gerektiğini nazara vermekte ve buradaki iki hayâtın, dünya ve kabir hayâtı, iki ölümün ise oralardaki hayâtın sona erdirilmesi olduğunu ve insanların bundan sonra bir daha ölmemek üzere ebedî bir hayâta mazhar olacaklarını beyân etmektedir. (Râzî, c. 27, 41)