Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), A'râf Suresi 59-64. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
59 . Şânım hakkı için, Nûh’u kavmine (peygamber olarak) gönderdik; bunun üzerine (onlara) dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a ibâdet edin; sizin için O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur! (1) Şübhesiz ki ben, sizin üzerinize büyük bir günün azâbından korkuyorum!”
60 . Kavminden ileri gelenler: “Doğrusu biz, gerçekten seni apaçık bir dalâlet içinde görüyoruz” dedi(ler).
61 . (Nûh) dedi ki: “Ey kavmim! Bende hiçbir dalâlet yoktur; fakat ben, âlemlerin Rabbi tarafından (gönderilmiş) bir peygamberim!”
62 . “Size Rabbimin (vahiy olarak) gönderdiklerini teblîğ ediyorum; hem size nasîhat ediyorum ve Allah tarafından (gelen vahiyle), sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum.”
63 . “(Küfür ve günahların âkıbetinden haber vererek) sizi korkutsun da (onlardan) sakınasınız ve tâ ki (böylelikle) merhamet olunasınız diye içinizden bir adam vâsıtasıyla Rabbinizden size bir nasîhat gelmesine hayret mi ettiniz?”
64 . Buna rağmen onu yalanladılar; bunun üzerine (biz de) onu ve onunla berâber gemide bulunanları kurtardık; âyetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Çünki onlar (basîret cihetiyle) kör bir kavim idiler.
1- “Nev‘-i beşerin (insanlığın) en nûrânîsi ve en mükemmeli olan umum peygamberler (aleyhimüsselâm) bil-icmâ‘ berâber 3[O’ndan başka ilâh yoktur] deyip zikrediyorlar ve parlak ve musaddak (doğrulanmış) olan hadsiz mu‘cizâtlarının kuvvetiyle, tevhîdi (Allah’ın birliğini) iddiâ ediyorlar ve beşeri, hayvanât mertebesinden melekiyet derecesine çıkarmakiçin, onları îmân-ı billâha (Allah’a îmâna) da‘vet ile ders veriyorlar.” (Şuâ‘lar, 7. Şuâ‘, 109-110)