Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), A'râf Sûresi 55-56. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
55-Rabbinize yalvara yalvara ve için için duâ edin!(*) Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez!
56-Ve ıslâh edilmesinden sonra yeryüzünde fesad çıkarmayın; (azâbından) korkarak ve (rahmetini) ümîd ederek O’na duâ edin! Şüphe yok ki Allah’ın rahmeti, iyilik edenlere (pek) yakındır.
(*) “İnsanın vazîfe-i fıtriyesi (yaratılış vazîfesi) taallümle (öğrenerek) tekemmüldür (mükemmelleşmektir), duâ ile ubûdiyettir (kulluktur). Yani: ‘Kimin merhametiyle böyle hakîmâne (hikmetle) idâre olunuyorum? Kimin keremiyle (lütfuyla) böyle müşfikāne (şefkatlice) terbiye olunuyorum? Nasıl bir lütufla böyle nâzenînâne (nazlı nazlı) besleniyorum ve idâre ediliyorum?’ bilmektir. Ve binden ancak birisine eli yetiştiği hâcâtına (ihtiyaçlarına) dâir, Kâdıyü’l-hâcât’a (ihtiyaçları gideren Allah’a) lisân-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır ve istemek ve duâ etmektir. Yani aczin fakrın cenahlarıyla (kanatlarıyla) makām-ı a‘lâ-yı ubûdiyete (kulluğun en yüce mertebelerine) uçmaktır. Demek insan bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir.” (Sözler, 23. Söz, 105-106)