Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Âl-i İmrân Suresi 121-127. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
121 . (Habîbim, yâ Muhammed!) Hani, mü’minleri (Uhud’da) savaş için mevzi‘lere yerleştirmek üzere âilenden erkenden ayrılmıştın. Allah ise, Semî‘ (neler söylediğinizi işiten)dir, Alîm (ne düşündüğünüzü bilen)dir.
122 . O vakit içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu; hâlbuki onların yardımcısı Allah’dır! O hâlde mü’minler artık, ancak Allah’a tevekkül etsinler!
123 . Buna rağmen, siz (daha) zayıf olduğunuz hâlde, Allah Bedir’de size (zafer vererek) şübhesiz yardım etmişti. Öyle ise Allah’dan sakının, tâ ki şükredesiniz.
124 . O zaman sen mü’minlere şöyle diyordun: “Rabbinizin size, indirilmiş üç bin melekle yardım etmesi size yetmez mi?”
125 . Evet, eğer sabreder ve (günahlardan) sakınırsanız, (onlar) şu anlarında bile size gelseler, Rabbiniz size (öncekinin daha da fazlasıyla) alâmetli beş bin melekle yardım eder. (1)
126 . Çünki Allah, bu (yardımı)nı size sâdece bir müjde olsun ve kalbleriniz onunla mutmain olsun diye yaptı. Yoksa zafer, ancak Azîz (kudreti dâimâ gālib gelen), Hakîm (her işi hikmetli) olan Allah katındandır.
127 . Tâ ki inkâr edenlerden bir kısmını helâk etsin veya onları perîşan etsin de maksadlarına erişemeyen kimseler olarak dönüp gitsinler!
1- Rivâyetlere göre melekler, atlar üzerinde ve başlarında beyaz sarıklar olduğu hâlde mü’minlerle birlikte harb etmişlerdir. İbn-i Abbâs (ra): “Melekler bütün gazâlarda hazır oldular. Ancak Bedir Harbinden başkasına fiilî olarak iştirâk etmediler. Sâdece varlıklarıyla ve sayılarıyla (ehl-i îmâna ma‘nen destek olmak üzere) hazır bulundular” diye beyân etmiştir. (İbn-i Kesîr, c. 1, 316)
“Melâikelerin, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a hizmeti ve görünmesi ve cinnîlerin ona îman ve itâati mütevâtirdir (doğruluğu şübhesiz olan bir haberdir). Nass-ı Kur’ân (Kur’ân’ın açık hükmü) ve çok âyât ile (âyetlerle) musarrahtır (açıklanmıştır). Gazve-i Bedir’de beş bin melâike, nass-ı Kur’ân ile, önde sahâbeler gibi ona hizmet edip asker olmuşlar. Hattâ o melekler, melâikeler içinde Ashâb-ı Bedir gibi şeref kazanmışlar. (...) Hem Ebû Süfyân İbn-i Hâris İbn-i Abdülmuttalib ammizâde-i Nebevî (Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın amcası oğlu) nakl-i sahih ile haber veriyor ki: ‘Gazve-i Bedir’de, gök ile yer arasında beyaz libaslı (elbiseli) atlı zâtları gördük.’ ” (Zülfikār, 19.Mektûb, 60-61)