Rahman;
Eserlerini görmek ve göstermek istemiş,
Kâinatı hikmetle yaratmış,
Yer ile göğü birbirinden ayırmış.
Güneş'i lamba, Ay'ı mum yapmış.
Çamurdan,
Yarattığı insana ruhundan üflemiş,
İdrak etme hassası vermiş,
Kalplere sevgi ve merhamet işlemiş,
Yücelterek eşrafı mahlukat kılmış,
Muhammed Mustafa'yı rehber etmiş.
Rahmet yağmış üzerimize, etrafı şefkat kuşatmış...
Güneş, rahmet cilvesi olmuş
Sabah, dağın alnından,
Akşam, denizin kıyısından öpüyor olmuş.
Kimine renk. kimine tat olmuş.
Gülün, goncasında gökkuşağı,
Hayat tezgahında ağır işçi olmuş.
Rahmet yağmış üzerimize, etrafı şefkat kuşatmış...
Yıldızlar, zerreler ile tanış olmuş,
Gündüz gizlenirken, gece gökyüzüne süs olmuş.
Kayalar, çak ederek toprak,
Toprak, canlılara hayat kaynağı olmuş.
Rahmet yağmış üzerimize, etrafı şefkat kuşatmış...
Rüzgar, bulutlara binek
Bulut, yeryüzüne su
Sular, çayır çimene hayat olmuş.
Börtü böcek, Neyzen,
Cümle varlık, Mevlevi olmuş.
Rahmet yağmış üzerimize, etrafı şefkat kuşatmış...
Ağaçlar, meyve sunan,
Rabbinin ne güzel ikramı olmuş.
Her derde deva,
Gözleri okşayan manzara,
Yazın serinlik, kışın sıcaklık olmuş.
Rahmet yağmış üzerimize, etrafı şefkat kuşatmış...
Rabbim:
Anne babamızı şefkat numunesi,
Çocuklarımızı hayatın süsü,
Neslimizin devamı için ihsan etmiş.
Eşlerimiz, komşularımız, dostlarımız
Her biri bir rahmet nişanesi,
Allah'ın nazik bir emaneti olmuş.
Şefkat ve merhamet etrafı sarmış,
Rahman ve Rahîm isimleri tezahür etmiş...
Rahmet yağmış üzerimize, kâinatı şefkat kuşatmış...