Adı lazım olmayan bir zat-ı meşhuru dinliyorum. Sözün şehvetine kaptırmış kendini gidiyor. Mevzu Kadir Gecesi Özel. Neler söylemiyor ki! (mealen) Kadir gecesiyle alakalı rivayetlerin, hadislerin hepsi uydurma. Kimi ramazanın son on günü içinde diyor, kimi yirmi yedinci gecesinde diyor, kimi bütün bir ramazanın içinde diyor, kimi icabet saatine denk gelirse dualar kabul olur diyor. Vakti gizliymiş, nasıl bir şey bu, neden gizli olsun! Allah toto-loto mu oynuyor. Kadir gecesi sizde, vahiyle buluştuğunuz gece kadir geceniz sizin…
Din alanı te’vilin belinin kırıldığı keyfi bir alan. Bütün rivayetler devreden çıkınca tek merci akıl kalıyor. Ama bu kimin aklı? Her şeyde bir usul, bir metot, bir düzen takip edenler sıra dine gelince neden bu kadar pervasız, bu kadar kuralsız olurlar, anlamak güç. Kadir gecesinin varlığı, bin aydan daha hayırlı olduğu ve o gece sabaha kadar bir esenlik olduğu Kuran’ın ayetleri ile sabit. Kadir gecesinin ramazanın ayı içinde saklı olmasının bazı ince hikmetleri var. Alimler bunları yeterince izah ediyor. Ama hadislerin hiçbirisine inanmayanlar alimlerin sözlerine inanırlar mı? Hem o geceyle alakalı rivayetlerin siyasi bir tarafı yok ki uydurma olsun. Kim uydursun, neden uydursun, niçin uydursun, kimin için uydursun? Rivayetlerin Kuran’a ters olan yönü ne?
Din piyasası kadar ele ayağa düşen başka bir piyasa yok. Rivayetleri ve hadisleri topyekûn çöpe atanların gözden kaçırdıkları hayati nokta Kuran’ın bizatihi kendisinin de bir rivayetten ibaret olduğu gerçeği. Kuran tarihine azıcık aşina bir zihin ne demek istediğimi anlamakta zorlanmaz. Kuran’ın Allah kelamı olduğu ve günümüze kadar hiçbir değişikliğe mâruz kalmadan geldiğine dair Kuran metni dışında bir delil getir. Eğer her şeyi sorgulayan bağımsız bir zeka sahibi isen bunu da sorgula bakalım, sorgulayabiliyor musun? Sakın Hicr Suresi’nin ilgili ayetini getirme çünkü bir şeyin kendi kendine delil olamayacağını herkesten iyi sen biliyorsun. Kuran metni dışındaki bütün rivayet malzemesine ‘uydurma’ dersen bu sahada işin ehli nezdinde bilimsel ve ahlaki anlamda bütün inandırıcılığı kaybedersin.
Yazık ki bu zat-ı meşhurla alakalı yakında kitabımız çıkıyor. “Değer mi acaba?” demeden edemiyorum bazen. Birincisi meşhur megaloman değmediğini kitaba verdiği cevaptan ifşa etti kendini. Aynı akıbet bunda da yaşanacak gibi. İnsan egosunu ilah kabul edince en hafif ve en masum eleştiriler bile küfür gibi gelir ona. “Tanrı neden bizden daima övgü ister?” diye tanrıyı sorgularlar ama kendileri de mütemadiyen övgü dışında bir şey duymak istemezler. Tanrı bütün övgüleri hak ediyor çünkü tanrıdır. Siz ise kulsunuz, yani baştan ayağa kusur.