Risale Haber - Haber Merkezi
Aziz, sıdık, fedakar kardeşlerimiz,
Evvelen; mübarek Ramazanınızı, gelecek leyle-i Kadrinizi ve Bayramınızı tebrik ederiz. Bu hususla alakalı Aziz Üstadımızın bazı mektuplarını takdim ederiz. Saniyen; Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri ve Risale-i Nur üzerin dünyanın çeşitli ülkelerindeki üniversitelerde master ve doktora yapmakta olan yüze yakın genç akademisyen İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın düzenlediği konferasta bir araya geldiler. Uluslararası üniversitelerde Üstad ve Risale-i Nur üzerinde çalışmaları ile tanınan profesörler genç akademisyenlere yol gösterici mahiyette çok değerli bilgiler sundular. Konferans Haziran ayında İngilizce ve Arapça olarak iki ayrı program içinde yapıldı. Akademisyenlerin Üstad ve Risale-i Nurla alakalı kanaatlerinden birkaçını numune olarak arz ediyoruz.
Kardeşleriniz
Aziz, mübarek, sıddık kardeşlerim,
Şu mübarek şehr-i Ramazan, leyle-i Kadri ihata ettiği için, kendisi de ömür içinde bir leyle-i Kadirdir ki, muvaffak olanın ömrüne bin ömür katar. Dakikası bir gündür. Saati iki ay, günü birkaç sene hükmünde bir ömr-i bâkîdir…
(Barla Lâhikası)
* * *
Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim ve hizmet-i Kur’âniyede çalışkan ve kuvvetli arkadaşlarım ve tarik-i hakta ve berzah seyahatinde ve âhiret yolunda nuranî yoldaşlarım,
Sizin bayramınızı, leyle-i Kadrinizi, Ramazan-ı Şerifte makbul dualarınızı bütün ruh u canımla tebrik ve tes’id ediyorum. Cenâb-ı Hak, bu bayramın sürurunu, hakikî ve geniş ve umumî sürura mukaddeme ve vesile eylesin. Âmin.
(Kastamonu Lâhikası)
* * *
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Rivâyât-ı sahiha ile “Leyle-i Kadri nısf-ı âhirde, hususan aşr-ı âhirde arayınız” ferman etmesiyle, bu gelecek geceler, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Leyle-i Kadrin gelecek gecelerde ihtimali pek kavî olmasından istifadeye çalışmak, böyle sevaplı yerlerde bir saadettir.
Saniyen:
(Şuâlar, 14. Şuâ)
Genç akademisyenler konferansına katılan ilim adamlarından bazılarının Bediüzzaman
Hazretleri ve Risale-i Nur hakkında görüşlerinden numuneler:
Mohamed Musa El-Sayed Abdulrezaq (MISIR):
Hürriyetler konusunda Nursî çok hassas, bilhassa ilimde hürriyet ve istibdadın üzerinde durması onu emsallerinden farklı kılar. Cahillik, taklitçilik, bencilik, taassup, şiddet, davranış bozukluğu, kendini beğenme ve kibirden oluşan menfi hürriyette uzak durmak gerektiğini hem kendi cemaatine hem de tüm insanlığa tavsiye etmiştir. Nursî bu hususu şöyle ifade eder: bir toplumda bu menfilikler olmayınca refah ve ilerleme kaydeder, ancak eğer hürriyetlerin menfice kullanımı varsa o toplum gericiliğe, zayıflamaya ve çöküşe doğru sürüklenir.
El Edrisi Abduleziz (MALEZYA):
İçimden gelen bir sözle başlamak istiyorum. Zamanın müceddidi Bediüzzaman Said Nursî’nin (Allah rahmet eylesin) sözü benim çalışmalarımı özetler. Diyor ki: Benliğini hiçe say, ay gibi ol, bencilliği tamamen bırak ve toprak gibi mütevazı ol. Böylece Risale-i Nur, berraklığı ile insanlara tesir edecektir. Nur külliyatını okuduğumda daha çok enerji ve azmi, kendimde yeniden şarj edilmiş gibi hissediyorum. Verimliliği ve fedakârlığı hissediyorum, aynı zamanda benliğimin nasıl hiç olduğunu öğreniyorum.
Isra Salih (SUDAN) (Bayan):
Kur’an’ın, Nursî’nin şahsiyetine etkisi dair araştırmalar, iyi bir İslam toplumu yetiştirmede ailenin rolünün önemine dikkat çeker. Nursî çocuk yaşında İslami eğitimini tamamlar, Kur’an’a talebe olur. Bu iyi aile ona, Kur’an eğitimi ve İslami ilimlerin temellerini atmıştır ve nasıl dengeli bir karaktere sahip olunacağını öğretmiştir. Onun gençliğinde de cihad ve fedakârlık görülür.
Muhammed Osman (SUDAN):
Bediüzzaman’ın, imanî ve İslamî hizmet metotlarında yaptığı tecditleri şu bölümlerde inceleyebiliriz. Davanın araçlarının ve usul ve metotlarının tecdidi ile ve ümmetin hastalıklarının teşhis ve tedavisini sunmuştur.
O Kur’an ilimlerinde tecdid yapmıştır.
Nursî, akide, kelam ve tasavvufta tecdid yapmıştır.
Nursî, bazı sorunlu İslami fikir alanlarında da tecdid yapmıştır.
Souad Doufani (CEZAYİR) (Bayan):
Bediüzzaman Said Nursî eserlerinde benzersiz bir üslup kullanmıştır. Bu üslupta inancı, tedavi edici olarak göstermiştir ve ihtiyacımız da budur. Özellikle de araştırma konusu medeniyetin ihyası olduğunda. Dr. Najar, Bediüzzaman Said Nursî’nin imanî ihya üslubunu kullandığını ifade etmiştir. Eğer o inancın rolü içimizde olursa, bu millet, diğer milletlerin önüne geçebilir.
Prof. Dr. Aşrati Süleyman (CEZAYİR):
İstanbul, Endonezya, Cakarta, Cezayir ve İngiltere’de minaresi olan büyük bir camiye girdiğimde, biliyorum ki bu yapının bir mimarı var. Risale-i Nur’lar bu büyük camiler gibidirler ve asrımızın manevi mimarı da Said Nursî’dir.
El Emrani El Edrisi (FAS):
Nursî Risale-i Nur’un hakikatini şöyle açıklıyor: Risale-i Nur’un kaynağı Kur’an ayetleridir ve kaynağını doğunun ya da batı ilim ve sanatından almamıştır. Bilakis o, Kur’an’ın manevi bir mu’cizesidir. Özellikle de bu zamanda Risale-i Nur imanî ve Kur’anî serbest bir okul kurmayı başarmıştır.ve insanların çoğunu şaşkınlıktan, kaybolmaktan ve cehaletten kurtarmıştır.
Prof. Dr. Mamoun Jarar (ÜRDÜN):
İstanbul hava alanlarında her gün buraya gelen binlerce insanı görebilirsiniz. Onlar belki tarihi yerleri, camileri, kaleleri, fıtri güzellikleri, ya da deniz ve dağları görmek için veya belki iş hayatı için gelmiş olabilirler. Ama ben Türkiye’ye geldiğimde bunlardan hiçbiri dikkatimi çekmiyor Ben Türkiye’ye geldiğimde benim için cazip olan tek şey Nursî’nin risaleleri ve onun talebeleridir.
Dr. Aşraf Raffa (MISIR):
Neden diğer İslam devletlerinde ve özellikle isimlerinde İslam devleti olan ülkelerin gençleri imana yönelmiyorlar? Oysa burada Türkiye’de, devlet İslam devleti adı almamasına rağmen onun gençleri neden inanca sahipler? Sebebi: Risale-i Nurların Türkiye’deki gençlere olan etkisidir. Sudan’a son gittiğimizde başka ülkelerde pek benzeri görülmeyen bir şekilde harp okulunda, Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Savunma Bakanının katılımıyla muazzam bir dinleyici kitlesine Risale-i Nurla alakalı bir sempozyumun yapıldığını gördük. Allah’a şükür ki Risale-i Nurlar sadece okullarda öğretilmiyor. Dünyanın çok yerlerinde Risale-i Nurlar üzerine yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılıyor. Mısır’da ve diğer birçok ülkede Risale-i Nurlar okunuyor ve öğretiliyor.
Prof. Raad (IRAK):
Said Nursî ve talebelerinin sürgün yılları ve hapishanelerdeki günleri ve çektikleri acılar ve tüm hayat boyu maruz kaldıkları zulümler bizim içindir.Bu güzel anlarımız içindir, onların yaptıkları ,bizim yaşadığımız ve hissettiğimiz iman selameti için, inanıyorum ki Allah onlara kat kat mükafatlarını verecektir. Ben öyle hissediyorum ki şu anda Türkiye’nin güzel günleri, istikrarı ve umutlu geleceklerinin müsebbibi Nursî’nin çabaları ve Risale-i Nurlardır. Herkes özellikle de biz Müslümanlar onu hissetmeliyiz. çünkü ancak Risale-i Nurlarla kaybettiğimiz Kur’anî hayata yeniden dönebiliriz.
* * *