Oburun biri iftarda lokantaya gider, tencerelerde ne varsa hepsinden yer, hızını alamaz “Aşçıbaşı aşcıbaşı daha ne gibi yemeklerin var bakalım” der. İsimleri sayılan bütün yemeklerden yer, şaşıran aşçı, “Beyim bu kadar yemek midenize dokunmaz mı?“ Obur cevap verir “Mide dediğin şey ne ki biraz da ondan getir.”
Az yemek, az konuşmak, az uyumak salihlerin adetidir. Çok yemek, çok uyumak ve gereksiz yere konuşmak gaflettir. Az yemek insan için nezahettir, zihni açan ferasettir. “Allahu taala doyduktan sonra yiyip midesini bozana buğzeder.” Hadis-i Şerifinden hareketle ölçüyü kaçırmamayı ister. Günde iki öğün yemek yemek Peygamberimizin (asm) sünnetidir. Bu adet İstanbul’un alınışından yirminci yüzyılın başına kadar hemen hemen hiç değişmez. O zamanki sabah yemeği bugünkü kahvaltıdan çok farklıdır, daha çok doyurucu öğlen yemeğine benzer. Akşam yemeğine ikindiden sonra oturulur, kasvet veren ağır yemeklerden kaçınılır.
“Az yiyen melek olur, çok yiyen helak olur, az yiyen her gün yer, çok yiyen bir gün yer.” Bu sözler yemek odalarına asılmıştır. Muhiddin–i Arabi El tedbirat ül İlahiye ve ıslahu memleketi insaniye isimli eserinde, “yemeği ağzına koyduğunda iyi çiğne ve besmele çek, onu çiğnediğin vakit yut. Sonra onu sana ihsan eden Allah’a hamd et, ikinci lokmaya el uzatırsan yine Besmele çek. Şehvetten hazer et ve seninle beraber yiyenin eline ve yüzüne bakma. Sofra kalkıncaya kadar kıyam etme.”
İbrahim Hakkı Marifetnamesinde şöyle der: “Ehlullah demişler ki “Seni taşıyacak miktarda ye sakın sen onu taşıyacak miktarda yeme, yemeği o derecelerde ye ki sen onun yemiş olasın. Sakın onun seni yiyeceği şekilde çok yeme. Eğer sen onu yersen hep nur ve can olur. Eğer o seni yerse hepsi dert ve duman olur. Her lezzetli lokma ruha bir zincir vurmaktır, az yemek nefsi zayıflatınca ruh ondan kurtulur sevgiyle aşkla dolup şerefli mertebelere yükselir.”
Şeyh Sadi “ne ağzından taşasıya çok, ne de zayıflıktan ölesiye az ye. İnsansan eğer oburluk etme, köpek bu yüzden çok hakaret çeker” der.
Peygamberimiz, “yemekten önce elini yıkayan fakirlikten kurtulur” demişler.
Doymadan Kalkıla
Peygamberimiz (asm) “aç duranın idraki artar, zekası açılır” der. “Tefekkür ibadetin yarısı, az yemek ise tamamadır” buyurur.
Az yemek ustalık çok yemek hastalıktır.
Evliya az uyur, az yer, az içer, sıratı kuş gibi geçer
Çok yemek heder, çok uyumak kederdir
Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz
Az yiyenin kalbinde hikmet kapıları açılır, ağzından inci mercan saçılır
Çok yemek mideyi bozar, midesi bozulanın dertleri azar
Bilen bilir deli bile acıkınca aklı başına gelir
Az yemek nefse zindan kalbe gülistandır
Çok yiyen obur olur, kalp evi kabir olur
Oruç vücudun zekatı çok yiyenin bozulur sıhhati, azalır şefkati, tükenir takatı.
Çok yemek organları yorar ve hasta eder
Helalinden fazla yiyenin yersiz olur sözleri
Deme çok yemek yakıt olur, çok yiyenin anlayışı da kıt olur
Çok yiyenin az olur ibadeti kaçırır ebedi saadeti
Çok yiyen diridir nefsi gönlü uyur çıkmaz sesi
Çok yiyen kötü fikirler güder, her an günaha meyleder
Gaflet estersen durma mideyi doyur, tok yatan çok uyur.